Belki sana yardımcı olabilirim. Göstermek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | ربما يمكنني مساعدتك في هذا لدي شئ أريدك أن تراه |
Böyle olsun istemiyorum ama sana söyleyeceğim bir şey var. | Open Subtitles | لا اريد ان يحدث هذا لكني لدي شئ اخبرك به |
Yaşlı kadınlara özel bir şeyim yok. Kadınlara özel var. | Open Subtitles | ليس لدي شئ للنساء العواجيز لدي شيء من اجل النساء |
Bir kaç eşya alayım... Hiç bir şeyim kalmadı. | Open Subtitles | انا فقط سألتقط بعض الاشياء نسيت انا ليس لدي شئ |
birşey var ve bence hepiniz bunu bilmelisiniz. | Open Subtitles | لدي شئ أعتقد أنكم من المفترض أنكم تعرفونه |
Herkes izlesin diye bir şey getirdim. | Open Subtitles | لدي شئ سيمتع الجميع |
Tankçı Çocuk, dedim! Senin için birşeyim var, Tankçı Çocuk. | Open Subtitles | لقد قلت يا رجل الدبابة لدي شئ لك يا رجل الدبابة |
Hayır hayır hayır bak ilgini çekebilecek bir şey buldum ilk sana gösteriyorum bak. | Open Subtitles | لا ، لا ، أنظر مهلاً ، لدي شئ أكثر تشويقاً لأريك إياه أولاً ، أنظر |
Burada buluştuğumuz için teşekkürler. Söyleyeceğim önemli bir şey var. | Open Subtitles | شكرا علي مقابلتكم لي هنا ايها الرفاق لدي شئ مهم اريد ان اخبركم بة |
Beni dinle, yapmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | الأن اسمعيني ، لدي شئ لأقوم به ، سأعود حالاً |
Benimkiyle gidelim. Bagajda ihtiyacımız olacak bir şey var. | Open Subtitles | لا ، علينا أخذ سيارتي ، لدي شئ بالصندوق سنحتاجه |
Çünkü beni anne kollarındaki bebek gibi güvende saklayacak bir şey var. | Open Subtitles | لأنه لدي شئ سيبقيني آمناً كطفل بين ذراعي أمّه |
Ama size acilen iletmem gereken bir şey var. | Open Subtitles | لكني لدي شئ يجب أن أقوله لك بعجاله |
Keşke garaj satışınıza katkı sağlayacak bir şeyim olsaydı. | Open Subtitles | . اتمنى ان كان لدي شئ اساهم به لمبيعات المرأب |
Söyleyecek bir şeyim varsa ya söylerim ya da ağzımı açmam. | Open Subtitles | وانت على حق , اذا كان لدي شئ لاقوله علي ان اقوله او ان أغلق فمي |
- Senin için bir şey aldım. - Hiç böyle bir şeyim olmamıştı. | Open Subtitles | لدي شئ لك - لم احصل على واحدة من هذه من قبل - |
Size söylemek istediğim küçük birşey var. Fakat önemli. | Open Subtitles | لدي شئ صغير شئ صغير جدا لكنه مهم |
Ona bir şey getirdim. | Open Subtitles | لدي شئ من أجلها |
"evet, senin için büyük birşeyim var Mick. | Open Subtitles | أجل , لدي شئ كبير لك يا "ميك" يقولها بكل مرة |
Psişik adam için çok uygun bir şey buldum. | Open Subtitles | لدي شئ ما .. مناسب تماماً لعرافك |
Rahat ol, Sana bir şey verip gideceğim, kimsenin ruhu duymayacak. | Open Subtitles | لا تخف لدي شئ لك ثم اننى ذهبت كاى انسان مهما كانت حكمته. |
Benimkiyle gidelim. Bagajda lazım olabilecek şeyler var. | Open Subtitles | لا ، علينا أخذ سيارتي ، لدي شئ بالصندوق سنحتاجه |
Bilmiyorum. Yani, yani, gösterecek hiçbir şeyim, söyleyecek hiçbir şeyim olmadığı için başka bir şey üzerine konuşmayı denemeliyiz. | TED | لا أعرف. حسنا، حسنا، بما أنه ليس لدي شئ لأعرضه، أو لأقوله. سنحاول التحدث في شئ اخر. |
Genç basketbol yıldızı senin için özel bir şeyim var. | Open Subtitles | أوه، النجم الشاب لكرة السلة، لدي شئ مميز لك |
Aslinda bir seyim var. | Open Subtitles | أتعلم , انا لدي شئ |
Arkadaşının çok ilgileneceğini düşündüğüm bir şey var elimde. | Open Subtitles | لدي شئ لصديقك حتما سيثير اهتمامه |