o yüzden bence bunu başka yerde aramalısın, tamam mı? | Open Subtitles | لذا أظن أن عليك البحث عنهن في مكان آخر، حسنا؟ |
Yapmak istediklerim ve yapabileceklerim... farklı şeyler, o yüzden en iyisi bekleyelim. | Open Subtitles | حسنا، ما يمكن أن أعمل هو ما أودّ أن أعمله شيئان مختلفان لذا أظن أنه يجب أن ننتظر |
Kesinlikle olgun biri, o yüzden Yetiskin Koruma Servisini arayacagïz. | Open Subtitles | حسنا .. إنها راشدة لذا أظن علينا أن نقوم بإبلاغ دائرة حماية الراشدين |
Dört kişiydik ama birimiz burada değil, yani sanırım sadece üç kişiyiz. | Open Subtitles | لقد كنا أربعة لكن رابعنا ليس هنا لذا أظن أننا ثلاثة فحسب |
Pekâlâ, siz ailedensiniz yani sanırım bunu da göz önünde bulundurmam gerekecek. | Open Subtitles | حسناً، أنتم من العائلة لذا أظن يجب أن أخذ هذا بعين الإعتبار |
Bana bu çevrede evlenme teklif etmişti, o yüzden sanırım bu duygusal bir mola. | Open Subtitles | لقد طلب يدي هنا في هذه المنطقة لذا أظن أن هذه محطة توقف ، ذات قيمة عاطفية |
O dünyadaki en tatlı adam. o yüzden düşünüyorum da, evet. | Open Subtitles | و لكنه في الحقيقه ألطف رجل في العالم لذا أظن , نعم |
İkramiye alan tek kişi sensin, o yüzden, hiç birimiz tek kelime bile etmezsek iyi olur. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي ينال علاوة، لذا أظن من الأفضل أن نتفق جميعاً على عدم البوح بأي شيء. |
o yüzden bunu söylemek senin için kolaydır, değil mi? | Open Subtitles | لذا أظن أنه يسهل عليكِ قول هذا, أليس كذلك؟ |
o yüzden kanseri yenen adam kılığında olacak. | Open Subtitles | لذا أظن أنه سيعود كناجي من السرطان وحسب. |
o yüzden sanırım bizim de sakladığımız sırlarımızdan biraz anlatmamız lazım. | Open Subtitles | لذا أظن أنه علينا الإفصاح عن بعض الأسرار التي كنا نبقيها لأنفسنا |
Senin arkadaşın her zaman beni ilgilendirir o yüzden ödeştik diyelim. | Open Subtitles | و صديقاتكِ دائماً من شأني على أي حال لذا أظن الأمر متساوي |
o yüzden bence Sosyal Hizmetleri arayıp Ethan'ı bu gece için alabilirler mi diye bir sor. | Open Subtitles | لذا أظن أن عليك الاتصال بالخدمات الاجتماعية لترى ما إذا كان بإمكانهم أخذه الليلة. |
Son zamanlarda adımın önüne doktor unvanı falan koyulmadı. o yüzden sanırım ben güvendeyim. | Open Subtitles | أعنى، أنا لست طبيبة أصلاً لذا أظن أننى فى أمان |
o yüzden aklıma bir ayı veya kurt geliyor. | Open Subtitles | لذا أظن أنه دب أو ذئب الذئاب أو الدببة لا تأكل حيثما يقتلوا |
Bana yeniden ihtiyacın olabilir, o yüzden birlikte kalmalıyız. | Open Subtitles | وقد تحتاجين إلي مرة أخرى لذا أظن أنه من الأفضل أن نبقى معًا |
Brooklyn'liyim, o yüzden bir şeyim olmayacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعني، أنا من بروكلين لذا أظن أحسب أنني سوف تكون كل الحق. |
yani sanırım birçok bilim adamı orada bir yerde basit yaşamı bulacağımızı düşünüyor. | Open Subtitles | لذا أظن أن هذا يعني أن أغلب العلماء يظنون أننا سنكتشف حياة بسيطة في مكان ما من الفضاء. |
yani sanırım küçük bir gaz sızıntısı oldu. | Open Subtitles | لذا أظن أن هناك القليل من الغاز المُسرّب |
Bir canavar benim yüzümü dağıtmadı, yani sanırım senden daha iyi durumdayım. | Open Subtitles | لم يحطم الوحش وجهى لذا أظن أنى أفضل منك |