Polis de onu yakaladı artık, Yani her şey yolunda. | Open Subtitles | والشرطة أمسكت به، لذا كل الأمور على ما يرام |
Yani her kaçırılan kişi, her ölen insan benim yüzünden oluyor. | Open Subtitles | لذا كل من اختفى.. وكل من مات.. يقع عاتقه عليّ |
İkisini de kiraladım. Yani her şey hikâyemize uyuyor. | Open Subtitles | كلاهما بعقد إيجار، لذا كل شيء يناسب قصتنا. |
Nasıl biri olduğum hakkında hiçbir fikrin yok, Yani tüm duyguların AŞAĞIDAN geliyor. | Open Subtitles | ليس لديك أى فكرة عما أحبه,لذا كل مشاعرك تجاهى تأتى من تحت |
Bu yüzden her Noel Colleen arkadaşı Bay Schwartz'ı yemeğe çağırırdı ve bana piyanoda şarkı çaldırırlardı ve Colleen de onunla beraber söylerdi. | Open Subtitles | لذا كل عيد ميلاد .. " كولين " تحضر صديقها سيد "شوارتز " للعشاء و هي تجعلني أغني على البيانو وهي تغني له |
yani tek yapmamız gereken, bu üçünden birinin o tünelde olduğunu kanıtlamak. | Open Subtitles | لذا كل ما عليك فعله هو وضع واحد من هؤلاء الثلاثة في هذا الزقاق. |
Genç bölümünde bazı onarımlar var, bu yüzden tüm gençleri burada ağırlıyoruz. | Open Subtitles | قسمنا الخاص بالمراهقين ... تحت الاصلاحات لذا كل المراهقين هنا مع البالغين |
Yani her şey aslında yerli yerine oturdu. | Open Subtitles | لذا كل شئ تحوّل للطريقة التي من المفترض أن يكون عليها |
Hoş geldiniz. Sözleşmemizi bitirdik Yani her şey gitmeli. | Open Subtitles | أهلاً, لقد فقدنا عقد الايجار لذا كل شئ يجب ان يذهب |
Yani, her şey mükemmel olmalı. | Open Subtitles | لذا , كل شىء يجب ان يكون مثالياً |
Yani her şey zamanlamalı. | Open Subtitles | لذا كل شيئا على في الموعد المحدد |
Yani her seviyede saklanan veya bulan taraf olarak oynanabilir. | Open Subtitles | لذا كل مستوى يمكن يُلعب كإختباء او بحث |
Yani her kamera 60 saniye görüntü dışı kalıyor. | Open Subtitles | ...لذا كل صورة تعرض على الشاشة- ستون ثانية - |
Yani, her şey yolunda gidiyor | Open Subtitles | لذا كل شيء سيكون جيدا |
Yani tüm yapmamız gereken hafifçe yönümüzü değiştirmek. | Open Subtitles | . لذا كل ما علينا عمله هو تغيير طريقنا بعض الشيء |
Yani tüm bu adaptasyonlar, koşmanın, özellikle uzun mesafe koşmanın ilk atalarımız için gerçekten önemli olduğunu ifade eder. | Open Subtitles | لذا كل هذه التكيّفات تشير إلى أن الجري، خاصة عبر مسافات طويلة، كان مهماً لأسلافنا الأوائل |
Yani tüm elimizdekiler biraz bayatlamış havuç biraz tam buğdaylı gofret ve bir kalıp biberli peynir. | Open Subtitles | لذا كل ما لديّ جزر قديم وبعض الوافل الأبيض و قطعة جبن بالفلفل |
Elektronik ortama henüz aktarmadık Bu yüzden her şey negatif klasörlerinde. | Open Subtitles | لم نقم بمسحهِ إلكترونياً, لذا كل شيء لا يزال في مجلدات قديمة |
Biraz daha para kazanırsam, yeterli değil Bu yüzden her küçük kayıt yardımcı olur. | Open Subtitles | سيد فازيري ليس كأنني أجني الكثير من المال لذا كل قليل يساعد |
Hâlihazırda 15 bin dolar biriktirdim, yani tek yapman gereken 15 bin dolarla gelmek, iş ortağı oluruz seninle. | Open Subtitles | أنا قمت بتوفير 15 ألفا, لذا كل ما عليك فعله أن تأتي ب 15 ألفا, ونصبح شركاء عمل. |
O yüzden tüm ümidimiz onları korkutabilmek. | Open Subtitles | لذا كل ما نأمل فعلة هو إخافتهم |