Tamam, beni yakaladın. üzgün değilim. Biliyor musun? | Open Subtitles | حسنا , لقد هزمتيني , أنا لست آسف أتعرفين؟ |
Hayır, değilim. üzgün değilim. Neden üzgün olayım ki? | Open Subtitles | لا, لا أكون, لست آسف لماذا يجب ان اتآسف |
Uyandırdığım için üzgün değilim. Bu gece Act Bar'a gittim. | Open Subtitles | لست آسف لإيقاضك ذهبت الليلة لحانة اكت |
Ama ne seninle tanışmaktan, ne seni sevmekten ne de seninle evlenmiş olmaktan pişman değilim. | Open Subtitles | لكني لست آسف أني قابلتك و أحببتك و تزوجتك |
Yaptığımız şeye pişman değilim. Seni seviyorum. | Open Subtitles | لست آسف حول الذي فعلته، أنا أحبكِ |
Doğru. Az önce söylediğim gibi, özür dilemiyorum. | Open Subtitles | نعم هذا هو ما أنا أيضا قال، وأنا لست آسف. |
Bunu düşündüğün için Üzgün değilsin yani. Sadece söylediğin için mi üzgünsün? | Open Subtitles | أنت لست آسف لاعتقادك ذلك أنت فقط آسف لقولك ذلك |
Seni sevdiğim için bile üzgün değilim. | Open Subtitles | أنا لست آسف على أني أحبك |
Hayır, bekle. Hayır, üzgün değilim. | Open Subtitles | لا إنتظري لست آسف |
üzgün değilim. | Open Subtitles | -أنا آسف ، أنا لست آسف |
üzgün değilim. | Open Subtitles | أنا لست آسف |
Ben üzgün değilim. | Open Subtitles | أنا لست آسف |
Hey- Ben üzgün değilim. | Open Subtitles | أنا لست آسف. |
pişman değilim. | Open Subtitles | لست آسف على هذا |
pişman değilim. | Open Subtitles | أنا لست آسف |
Peki, dilemiyorum. | Open Subtitles | حسنا، لست آسف. |
- Çok üzgünüm. - Üzgün değilsin. | Open Subtitles | أنا آسف حقا - أنت لست آسف - |
Üzgün değilsin | Open Subtitles | أنت لست آسف |