Haklısın, ama onlara söz vermek için hazır değilim. | Open Subtitles | . أعتقد أنك على حق ، لست مستعد لتوريط نفسى |
Ancak karımın, insanların önüne yarı çıplak bir .gösteri köpeği gibi çıkmamın utancını yaşamasına izin vermeye hazır değilim! | Open Subtitles | و لكني لست مستعد بالسماح لها بأن تعاني حرج رؤيتي أتباهي أمام العامة ككلب مؤدي نصف عاري |
hazır değilim. Çok fazla, çok erken! | Open Subtitles | أنا لست مستعد , انه كثير عن اللازم وقريب أيضاً |
Çok zekisin ama yerime geçmeye hazır değilsin. | Open Subtitles | انت ذكي جدا و لكنك لست مستعد بعد لتكون مثلي |
Hayır, sen bu ilişki için gerçekten hazır değilsin. | Open Subtitles | لا , من الواضح انك لست مستعد بعد الي هذة العلاقة |
- Bu bilgiyi vermeye henüz hazır değilim. | Open Subtitles | لست مستعد للافصاح عن ذلك بعد انك تكذب , لايوجد اي قنبلة نووية |
Bundan vazgeçmeye daha hazır değilim. | Open Subtitles | لست مستعد للإصابة بالإحباط في هذا الشأن بعد |
Henüz vazgeçmeye hazır değilim... ve hoşunuza gitsin ya da gitmesin şimdilik insanlar... ve benim sorumluluğumdalar. | Open Subtitles | حسنا, أنا لست مستعد لتركهم بعد وسواء أعجبك أو لا لهذه اللحظة, هم بشر وهم مسؤوليتي |
Pes etmek için hazır değilim ama hiçbir takım sağlıklı olduğumu kanıtlamadığım sürece şans tanımayacak. | Open Subtitles | انا لست مستعد ان استسلم بعد ولكن ليس هناك فريق اراد تجربتى ويجب ان اثبت انى سليم |
Biliyorum, hazır olduğum zaman ve şu anda hazır değilim, bunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف متى أكون مستعد, وأنا لست مستعد لذلك الآن, أعلم ذلك |
Yani bu, onu işin dışında bırakmaya henüz hazır değilim demek. | Open Subtitles | وهذا يعني .. أني لست مستعد لإبعادها عن عملها في الوقت الحالي |
Kendi odasında uyuması için zorlamaya hazır değilim henüz. | Open Subtitles | لست مستعد لإجباره على النوم في سريره الخاص |
Onu affetmeye hazır değilim ve kesinlikle aynı masayı paylaşmaya da. | Open Subtitles | أنا لست مستعدًا لمسامحته والآن لست مستعد لمشاركة طاولته |
Başka bir yere gitmeye hazır değilim. | Open Subtitles | لكن لا ، أنا لست مستعد أن أذهب الي مكان أخري |
Hayır, benden istediğin şeye hazır değilim ama. | Open Subtitles | أنت مستعد لا، لكنني لست مستعد بما تريدين مني |
Anlaşılan bu konuda konuşmaya hazır değilsin. | Open Subtitles | حسناً، أفهم أنك لست مستعد للتحدث عن ذلك. |
Evi terk etmeye hazır değilsin. Hayır, değilim. | Open Subtitles | أنت لست مستعد لمغادرة المنزل لا , على ما أظن |
Burada sahip olduklarımızı bırakıp gitmeye hazır değilsin. - Josh, neler oluyor? | Open Subtitles | أعتقد أنك لست مستعد أن تترك ما لدينا هنا جوش , ما الذي يحدث ؟ |
hazır değilsin. Kendine güvenmiyorsun. | Open Subtitles | وأنت تعلم أنك لست مستعد أنك لا تثق بنفسك |
Sen LA'ya dön anasının kuzusu! Daha hazır değilsin! Burası benim salonum. | Open Subtitles | أعد مؤخرتك الناعمه الى لوس أنجلوس انت لست مستعد بعد, هذه صالتي الرياضية |
Öyle mi? Hazır olmadığın bir bağlanmadan önce tecrübe etmen gereken çok şey var. | Open Subtitles | لديك الكثير لتمر به قبل ان تتعهد لشيء لست مستعد من أجله |
Ama o, baba olmaya hazır olmadığımı düşünüyormuş. | Open Subtitles | لكنها قالت بأنها تظن بأني لست مستعد لأكون أب |
"Göt herif taktiği" Bir kızla defalarca yattıktan sonra, ona henüz bir ilişkiye hazır olmadığını söylersin. | Open Subtitles | هي حين تضاجع فتاة ما بضع مرات، ثم تقول لها أنك لست مستعد للإرتباط بها بعد |
Kendini rahatsız hissediyorsan, belkide buna hazır değilsindir. | Open Subtitles | ما أقوله أنه إن شعرت بعدم الإرتياح، فلربما انت لست مستعد بعد. |