maalesef sizden önce, nezâket ya da görgü kuralları testine tâbi tutulmadık bu yüzden sizden özür dilerim. | Open Subtitles | لسوء حظك لا يتم اختبارنا على الأخلاق الحميدة أو اللباقة لذا فأنا أعتذر |
maalesef çok şanssızsın, Ivy bunu asla kimseye itiraf etmez. | Open Subtitles | حسنا , لسوء حظك آيفي" لن تعترف بذلك لأي أحد" |
Ne yazık ki, nezaket açısından sınav yapmıyorlar. | Open Subtitles | لسوء حظك لا يتم اختبارنا على الأخلاق الحميدة أو اللباقة |
Evet, anlıyorum. Kesinlikle. Ama senin için Ne yazık ki, bu, ilk dünya savaşı değil. | Open Subtitles | ,نعم, أنا أتفق معك تماما, و لسوء حظك فلا يعتبر الأمر كالحرب العالمية الأولى |
Evet öyleydi! Kötü şans, yeniden bir araya geldik. | Open Subtitles | كنا مطلفين ولكن لسوء حظك عدنا لبعض |
Sizin için ne talihsizlik. Fakat sanırım ne yaptıklarını biliyorlardır. | Open Subtitles | يا لسوء حظك,ولكنهم بالتأكيد على علم بما يفعلونه |
- maalesef o kişi aşırı derecede Yahudi ve elinizdeki her şeyi almak için dava açtı. | Open Subtitles | لسوء حظك الرجل متدين جداً وأنه يقاضيك لكل ما تملك |
maalesef, size göre bu doğru değil, değil mi? | Open Subtitles | لسوء حظك ان هذا ليس صحيحاً, صح؟ |
Çok hoş, ama maalesef tek kelimesine bile inanmıyorum. | Open Subtitles | ...جميل جداً، لكن لسوء حظك لاأصدق كل ماقلته |
Çok hoş, ama maalesef tek kelimesine bile inanmıyorum. | Open Subtitles | ...جميل جداً، لكن لسوء حظك لاأصدق كل ماقلته |
maalesef bay Casanova, ben bay Papprizzio ile bizzat tanıştım. | Open Subtitles | لسوء حظك يا سيد (كازانوفا) أنا أعرف سيد (بابريتزيو) الحقيقي |
maalesef bu kanuna aykırı Bay Walsh, | Open Subtitles | حسناً لسوء حظك سيد " والش " هذا ضد القانون |
Evet ama Ne yazık ki Amerika Birleşik Devletleri'nde 14 yaşındaki erkekler hâlâ içki içemiyor. | Open Subtitles | نعم, لسوء حظك في الولايات المتحدة الأمريكية الرجل صاحب الـ14 سنة ممنوع من الثمل |
Polis yolda, ama Ne yazık ki onlar gelene kadar sen ölmüş olacaksın. | Open Subtitles | الشرطة في طريقها لسوء حظك يجب أن تكون ميت عند وصولهم |
Ne yazık ki etrafımdaki insanlar öyle düşünmüyor. | Open Subtitles | لسوء حظك ، أنني مُحاط بأشخاص لا يفعلون ذلك |
Ne yazık ki etrafımdaki insanlar öyle düşünmüyor. | Open Subtitles | لسوء حظك ، أنني مُحاط بأشخاص لا يفعلون ذلك |
Çok şirinsin fakat Ne yazık ki etten oluşuyorsun. | Open Subtitles | أنت ظريف للغاية ، لكن لسوء حظك لديك لحم |
Ne yazık ki tüm testleri geçiyorsun. | Open Subtitles | لسوء حظك أنتَ تجتاز كل الاختبارات |
Kötü şans... Monsenyör Norris devreye sokacağım kişiydi. | Open Subtitles | لسوء حظك القس (نوريس) هو الرجل |
Bu senin için büyük talihsizlik çünkü uzunca bir süre buralardayım. | Open Subtitles | حسناً , هذه لسوء حظك لأنني سأبقى مدة طويلة جداً |
Şansına küs, artık bir klimamız yok. | Open Subtitles | حسنا ً, لسوء حظك لم يعد لدينا جهاز تكييف |