| Steve'in Benim için yalan söylediği ortaya çıktı, maaşından para kesildi. | Open Subtitles | , تمّ كشف حقيقة أنه كذب لصالحي , وتغرّم عدّة أيام |
| Senden parayı istemeyeceğim ama Benim için çalışacaksın, öyle değil mi? | Open Subtitles | لن أطلب منك أن تعيد النقود لكن ستعمل لصالحي, أليس كذلك؟ |
| Üniformanı çıkart. Artık Benim için çalışıyorsun. Bir deli fişek işime yarayabilir. | Open Subtitles | انسى مسؤولياتك، أنتَ تعمل لصالحي الآن يُمكننا الاستفادة من بعض المتهورين هنا |
| Senden ve Gloria'dan benim lehime tanıklığınızı isteyecektim... | Open Subtitles | كُنتُ سأطلبُ مِنكِ و من غلوريا أن تَشهدا لصالحي |
| Şimdi, çevreyi şöyle bir süzerim ve kendi lehime kullanabileceğim bir araç var mı diye bakarım. | Open Subtitles | سأتفقد ما يحيط بي وأبحث حولي عن أيّ شئ يمكنني الأستفاده منه لصالحي |
| Hayır, iyi sonuçlandı aslında. Benim yararıma oldu. | Open Subtitles | كلاّ، جيّد في الواقع، فقد جرى ذلك لصالحي |
| Eğer Benim için bir şeyi yaparsan ölene kadar kan kardeş olabiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نكون إخوة مدى الحياة إذا فعلت هذه الخدمة لصالحي الليلة |
| Evraklarında Arnavut yazıyorsa, Benim için yeterli. | Open Subtitles | إذا كانت هويتك تقول بأنك ألباني فهذا سيكون لصالحي |
| Unutmayın, Benim için bir oy, Kramer için. | Open Subtitles | تذكّري يا سيدتي، صوت لصالحي هو صوت لصالح كرايمر. |
| Benim için çalışacaksan elinden ne iş geldiğini bilmeliyim. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تعمل لصالحي يجب أن أعرف ماذا تجيد؟ يجب أن أعرف ما يمكنك فعله |
| - Ben, New York'a gelip Benim için "Sharps" dergisinde çalışmanı isteyecektim. | Open Subtitles | أريدك أن تعمل لصالحي في مجلة شارب في نيويورك |
| Benim için dışarı çıkarsın, dönersin ve paranı alırsın. Ne diyorsun? | Open Subtitles | لذا ستدخل وتخرج لصالحي سأقاضيك، ما رأيك؟ |
| Benim için dışarı çıkarsın, dönersin ve paranı alırsın. Ne diyorsun? | Open Subtitles | لذا ستدخل وتخرج لصالحي سأقاضيك، ما رأيك؟ |
| Ve siz benim lehime karar verene dek yağmaya devam edecek. | Open Subtitles | و لن يتوقف المطر عن الهطول حتَّى تصدر حكمًا لصالحي |
| Ve siz benim lehime karar verene dek yağmaya devam edecek. | Open Subtitles | و لن يتوقف المطر عن الهطول حتَّى تصدر حكمًا لصالحي |
| Şirket sermayesi üçümüz arasında bölünmüş durumda ve haliyle annem de benim lehime oy verecek. | Open Subtitles | عائدات الشركة مُقسمة بيننا نحنُ الثلاثة. وبوضوح، أمّي ستُصوّت لصالحي. |
| Bay Murray konttan gelecek iyi bir referansın yararıma olacağını söylüyor. | Open Subtitles | يظن السيد موري أن شهادة الإيرل لصالحي سوف تساعد كثيرًا |
| Evet, kuzenim işte. yanımda çalışmaya başladı. | Open Subtitles | إنّه ابن عمّي الصغير، بدأ العمل لصالحي للتّو. |
| Söylediklerinin benim iyiliğim için olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنك تقول تلك الأشياء.. لصالحي |
| Adım Carrie MacPherson. Fara Sassani benim adıma çalışıyor. | Open Subtitles | اسمي (كاري ماكفيرسون) (فرح ساساني) تعمل لصالحي |
| benimle çalış, ben de sana gerekli bilgileri... | Open Subtitles | تعالي لتعملي لصالحي .. وسيكون لديك التصريح من أجل.. |
| Peki. Bire sıfır öndeyim. | Open Subtitles | حسناً، واحد مقابل لا شيء لصالحي |
| Efsaneyi biliyorum ve onu kendi avantajıma çevirebilecek olan tek kişi benim. | Open Subtitles | , أعرف الأسطورة وأنا الشخص الوحيد الذي يمكنه أن يحولها لصالحي |