Biliyorum her zaman doğruyu söylemiyor ama bana karşı çok nazik. | Open Subtitles | أعلم أنه لم يقل الحقيقة دائماً لكنه لطالما كان لطيفاً معي |
Ne düşünürsen düşün o her zaman arkamda oldu benim. | Open Subtitles | مهما كان ظنك أكثر من أي شخص لطالما كان يساندني |
Orada her zaman benim hata olarak.. düşündüğüm bir parçam vardı. | Open Subtitles | لطالما كان هُناك جزءًا في داخلي يتسائل إن كانت هذه غلطتي |
hep iyi bir müşteri oldu. Gürültü yapmaz, kimseyi rahatsız etmez. | Open Subtitles | لطالما كان ضيفاً رائعاً لم يقم بأي إزعاج، لم يضايق أحداً |
Böylesi zorlu durumlar için hep kenarda biraz burs parası bulunur. | Open Subtitles | لطالما كان هناك القليل من بقايا مال المنح الدراسية للحالات الصعبة |
Dul Bırakan, kurbanlarını her zaman bağlardı ama beş numara bıçaklanmış. | Open Subtitles | لطالما كان صانع الأرامل يخنق ضحاياه، ولكن رقم 5 تم طعنه |
Seyahat ederken bir yoldaş bulmak her zaman çok güzel... | Open Subtitles | شكرًا لطالما كان الأمر ممتعًا أن تحظى بصحبة أثناء السفر |
İnsanlar penguenler için her zaman en büyük tehdit olmuşlardır ama şimdi onların tek umutlarıyız. Teşekkürler. | TED | لطالما كان البشر التهديد الأكبر للبطاريق لكننا اليوم أملهم الوحيد شكرًا |
Bu arada, güvensizlik demokrasi için her zaman çok önemli olmuştur. | TED | وبالمناسبة، لطالما كان انعدام الثقة مهما للديمقراطية. |
Hayattaki amacım, her zaman en az zaman ve kaynakla daha fazla ürün yapmak olmuştur. | TED | لطالما كان هدفي ابتكار المزيد من المنتجات بأقل ما يمكن من الوقت والموارد |
Frank her zaman maceracıydı -- O, Norman Rockwell'in resimlerinden çıkmış gibi görünür. Pişmanlıktan da hoşlanmaz. | TED | فرانك لطالما كان مغامراً يبدو كأنه من لوحات نورمان روكويل ولايحب الندم |
Çünkü siz her zaman Venus ve Serena olarak bilindiniz. | TED | لأنه، كما تعلمين، لطالما كان فينوس وسيرينا سويًا. |
her zaman olduğu gibi, makinanın zaferi aslında insanın zaferiydi. İnsanlar kendi yaratımları tarafından geçildiğinde bunu unutuyoruz genellikle. | TED | لطالما كان انتصار الآلة هو انتصارًا للإنسان، شيء نميل لنسيانه عندما تفوقت إبدعاتنا علي صنعنا. |
her zaman ona pahalı hediyeler veriyordu, tüm yıl boyunca. | Open Subtitles | لطالما كان يعطيها هدايا باهظة الثمن طوال العام |
her zaman ona pahalı hediyeler veriyordu, tüm yıl boyunca. | Open Subtitles | لطالما كان يعطيها هدايا باهظة الثمن طوال العام |
hep etrafımı çevreleyen kara bulut gibi bir şey vardı. | Open Subtitles | لطالما كان هناك شيء مثل سحابة سحابة سوداء تُخيّم عليّ |
Etrafımı çevrelemiş kara bulut gibi bir şey vardı hep. | Open Subtitles | لطالما كان هناك شيء مثل سحابة سحابة سوداء تُخيّم عليّ |
Bilim kurgudan hep ilham almışımdır. | TED | لطالما كان الخيال العلمي مصدرًا لإلهامي. |
Sanırım benim bir yanım hep göçebe oldu; hem fiziksel hem de ruhsal açıdan. | TED | اعتقد أن جانبا منى لطالما كان بدويا. جسديا وروحيا. |
Miles daima benim için burda olurdu. İşte bu, bu gece seni canlı tutmaya çalışmamın tek sebebidir. | Open Subtitles | لطالما كان مايلز موحودا لأجلىوهو السبب الوحيد لكونك ما تزالين حيه اليوم |
Ayrıca, Johnny her daim tek başına hareket etmeyi sever. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن جوني لطالما كان يحب أن يعمل منفرداً |
Benim başlıca sorumluluğum Eskiden beri her zaman bu okulun ve tabii öğrencilerin iyiliği olmuştur. | Open Subtitles | لطالما كان همي الوحيد وسيبقى رفاهية هذه المدرسة وبالطبع طلابها |