Her şeyi yapabilir ve her zaman bir planı vardır. | Open Subtitles | إنّه قادرٌ على أيّ شيء و لطالما كانت لديه خطة |
Ancak doğrusu şu ki, her zaman hikayenin daha fazlası vardır. | Open Subtitles | . و لكن في الحقيقة , لطالما كانت توجد قصة ورائها |
Naber? Aramız her zaman sağlamdı değil mi? Benden ayrılıyor musun? | Open Subtitles | ما الأمر؟ لطالما كانت علاقتنا متينة، أليس كذلك؟ هل تنهي علاقتنا؟ |
her zaman biyolojik kaslardan ilham almışımdır. | TED | لطالما كانت عضلاثُ الجسم مصدرَ إلهامٍ لي. |
Ellerimiz her zaman temiz olmuştur ve olmaya da devam edecektir. | Open Subtitles | ايدينا لطالما كانت و سوف تستمر فى حفاظها على ان تكون نظيفة دائما. |
Kudretli erkekler için her zaman böyledir. Adet budur. | Open Subtitles | لطالما كانت هذه حال رجال السلطة.إنه تقليد |
..her zaman harika olan korumuzun.. | Open Subtitles | أخبرتني أن فرقتنا, والتي لطالما كانت متفوقة, |
"Kölelik her zaman olmuştur "ve bu ne günahtır, ne de ahlakdışı. | Open Subtitles | لطالما كانت العبودية معنا لم تكن خاطئة أو غير أخلاقية |
Yüzlerce yıl boyunca, bu topraklar insanlarımın olmuştu. Burası her zaman bizim evimizdi. | Open Subtitles | طوال قرون عاش أبناء شعبي في هذه الأرض و لطالما كانت موطننا |
Hayat büyük bir boşluk.her zaman öyle oldu ve öyle olacak. | Open Subtitles | الحياة مجرّد فراغ كبير. لطالما كانت و ستكون كذلك دائماً. |
Lois her zaman enerji ve yaşam oldu olmuştur ama son dönemlerde yaşlandığının daha da farkına varmaya başladım. | Open Subtitles | لطالما كانت لويس مفعمة بالطاقة والحياة لكن مؤخراً بدأتُ ألحظُ تقدمها بالسن |
İlişkimiz her zaman, Korku ve acı üzerine kurulu oldu. | Open Subtitles | لطالما كانت علاقتنا تدور حول الألم والقلق |
Konuşmak istiyorum. Eleanor, her zaman Zissou Ekibi'nin arkasındaki beyindi. | Open Subtitles | لطالما كانت اليانور العقل المدبر لفريق زيسو |
-Eski maddenin yerini almak üzere oluşturulan yeni bir madde, Bu süreç her zaman var olmuştur ve sonsuza kadar devam edecektir. | Open Subtitles | مسألة جديدة, أي أن كونك مبتدع لتبدل المسألة القديمة هذه العملية لطالما كانت وستبقى الى الآبد |
O bir kız. Kız gibi görünüyor. her zaman bir kız oldu. | Open Subtitles | إنها فتاة , إنها تبدو كفتاة لطالما كانت فتاة |
Yemek masasındakiler her zaman ortak mülkiyet olmuştur. | Open Subtitles | لطالما كانت طاولة الطعام تعد ملكيةً إجتماعية |
Annem her zaman iki yanlış bir doğru etmez derdi. | Open Subtitles | لطالما كانت أمي تقول إن اجتماع خطأين لا يؤدي إلى صواب |
Sevgili Deborah müzik konusunda her zaman çok yetenekli olmuştur! | Open Subtitles | ديبرا العزيزة لطالما كانت موسيقية للغاية |
Doğanın bizim kentsel alanlarımızla bağının olmadığını düşünebiliriz fakat ağaçlar başarılı şehirlerin daima önemli bir parçası olmuşlardır. | TED | قد نظن أن الطبيعة غير متصلة بمساحاتنا الحضرية، لكن لطالما كانت الأشجار جزءاً أساسياً من المدن الناجحة. |
Ailem kiliseyle hep çok yakın ilişkiler içindeydi. | Open Subtitles | علاقة العائلة مع الكنيسة لطالما كانت قوية |
Hanelerimiz her daim birbirine yakındı bu yüzden, önünüzdeki savaşı yeniden düşünmeniz için yalvarıyorum. | Open Subtitles | لطالما كانت عائلاتنا مقربتان ولهذا السبب ارجوك أن تعيد التفكير في أمر هذه المعركه |
Şu anda toplanmış bulunmakta olduğumuz bu güzel şehir başından beri ve hâlâ da son durak konumunu koruyor. | Open Subtitles | البلدة التي نجتمع فيها حاليًا لطالما كانت المحطة المجمع الإتفاق عليها. |
Bu mide problemi hep vardı bende, bu ağrı, kimse ne sorun olduğunu saptayamadı. | Open Subtitles | لطالما كانت لدي مشاكل بمعدتي .. هذا الألم .. لم يكتشف أحد سببه |