Prensese karşı nazik ol. Bunu yapıyorum çünkü seni seviyorum. | Open Subtitles | كن لطيف مع الاميره انا افعل هذا لاني احبك |
Vahşi, seksi ve zeki ama kadınlara karşı nazik ve kendinden emin. | Open Subtitles | واحد متوحش , وذكي وجذاب , لكنه لطيف مع النساء وواثق من نفسه |
Eğer başkalarının, senin nazik olduğunu düşünmelerini istiyorsan... başkalarına karşı nazik olmayla başlayabilirsin. | Open Subtitles | حسنا، إذا تريد الآخرين ان يعتبروك لطيف، يمكن ان تبدإ بأن تكون لطيف مع الاخرين |
Düşündüm de belki Sam ve Fiona'yı da alıp, güzel bir yemek için buraya gelmelisin. | Open Subtitles | انا ظننت ان تأتي لعشاء لطيف مع سام وفيونا |
"...karısı ve ailesiyle güzel bir yemek yiyebilir." Sakin, tamam mı? | Open Subtitles | يحظى بعشاء لطيف مع زوجته و أطفاله ، إهدأي ، حسناً ؟ |
Hafif yaygın, katlı hoş bir stil bunun gibi iri kadınlara iyi gider. | Open Subtitles | اسلوب لطيف مع تهميش خفيف... مناسب لإمرأه كبيره مثل هذه |
Hafif yaygın, katlı hoş bir stil bunun gibi iri kadınlara iyi gider. | Open Subtitles | اسلوب لطيف مع تهميش خفيف... مناسب لإمرأه كبيره مثل هذه |
Annelerime çok iyi davrandığın için de teşekkür ederim. | Open Subtitles | وشكرا لكونك لطيف مع أمهاتي. 622 00: 34: |
Bebeğim, içeri girdiğimizde... anneme karşı nazik olacak mısın? | Open Subtitles | حبيبي عندما نذهب إلى الداخل هل ستكون لطيف مع والدتي ؟ |
Amerika tarihi bile kadınlara karşı nazik değildi. | Open Subtitles | لكن التاريخ الأمريكي لم يكن لطيف مع النساء |
Hayvanlara karşı nazik. | Open Subtitles | لطيف مع الحيوانات؟ |
Herkese karşı nazik ve bunu içinden gelerek yapıyor. | Open Subtitles | هو لطيف مع الجميع و هذا حقيقي |
Bunun yanına kraker de ekleyip güzel bir tabakta çöpe atarım. | Open Subtitles | سأضعها على صحن لطيف مع بعض الرقائق في القمامة |
Ben de nehir manzaralı güzel bir ev istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أريد بيت لطيف مع وجهة نظر نهرية. |
Gamalı haçları güzel bir şekilde harmanlaşmıştı. | Open Subtitles | متداخل بشكل لطيف مع الصليب المعقوف |
Herkese iyi davrandığın için mi buradasın peki? Hayır. | Open Subtitles | لأنك لطيف مع الجميع لا |