Erkekliğin ilk kuralı ailene bakabilmektir ve inan bana aileme iyi bakıyorum. | Open Subtitles | حسناً، القاعدة الأولى للرجولة هي توفير جهدك لعائلتك وصدقني عائلتي تقدر جهودي |
ailene olan sadakatimi bilirsin ama baban akıl almaz ithamlarda bulundu. | Open Subtitles | تدرين مدى ولائي لعائلتك ولكن كان والدك يصدر ادّعاءات لا تصدق |
Başka bir ülkede yaşamak ailen için hiç de kolay olmayacak. | Open Subtitles | لن يكن من السهل لعائلتك ان تجعلك تعيشين فى بلد اخرى |
Geçenlerde kamyonunda ailenin bir resmini gördüm. | Open Subtitles | رأيت مؤخرا صورة لعائلتك في الشاحنة الخاص بك. |
Bak, sen gitmeyeceksen bırak ailen gitsin. Bırak... aileni kurtar. | Open Subtitles | إنْ لمْ تكن تنوي الرحيل فاسمح لعائلتك بالرحيل، أنقذ عائلتك |
Size karşı her zaman saygılı olacağım efendim ve tüm içtenliğimle siz ve Ailenize en iyi dileklermi sunuyorum. | Open Subtitles | على أن تكون فعالة على الفور سأكن لك دائما أقصى إحترام , سيدي و أتمنى لك و لعائلتك الأفضل |
Aslına bakarsan, klanın ailene karşı olan tavrı ve senin verdiğin karşılık zihnimi epeyce kurcaladı. | Open Subtitles | معاملة العشيرة لعائلتك وسلوكك ردا على ذلك قد شغلاني بالتفكير |
Bacım, bu yer ailene, kocana ve çocuklarına ayrılmalı. | Open Subtitles | هذا المكان يجب ان يكون لعائلتك زوجك واطفالك |
Susman karşılığında sana... ve ailene Amerika'da her yere uçabileceğiniz bedava biletler öneriyorum. | Open Subtitles | كبديللصمتك.. أنا مستعد لأوفر لعائلتك تذاكر مجانية لأي ولاية داخل الدولة |
ailene bakmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تأخذ الرعاية لك ، ما يعطي لعائلتك. |
Yaşama sevincin ve ailene iyi bakmanın yanı sıra.. | Open Subtitles | ولكن عبر رغبتك في الحياة ورعايتك الدائمة لعائلتك.. |
ailene bakıyorsun. | Open Subtitles | أنت توفر لعائلتك ما تريده ماذا يمكن أن يكون خطأ في هذا؟ |
Biliyorsun Jeremy aslında ben ailen için çalışarak oldukça rahat yaşıyorum. | Open Subtitles | هل تعرف, جيرمي في الحقيقة انني أعيش حياة متحرمة بالعمل لعائلتك |
Bak, Carol, ailen için gerçekten üzülüyorum ama gitsen iyi olur. | Open Subtitles | انظري كارول ، أنا آسفة حقًا لعائلتك ولكنني سأأتي لكِ بمعطفك |
Oraya ilk giden sen olmazsan, ailenin başına da aynısı gelir. | Open Subtitles | نفس الشئ سيحدث لعائلتك إذا لم تلحقهم هناك |
Ve bu nedenle senin ailenin e-postalarını bir süredir takip ediyorduk. | Open Subtitles | و هذا هو السبب الذى كنا نرصد البريد الإلكترونى لعائلتك من أجله منذ فترة ليست بالقصيرة |
Şunu biliyorum ki aileni bulmak için sana sadece bir şekilde yardım edebilirim. | Open Subtitles | تعرفين، أستطيع رؤية ذلك. حسنًا، شيء واحد أستطيع التفكير به لأساعدك للوصول لعائلتك. |
Ailenize, topluluğunuza, ulusunuza bağlı olabilirsiniz, peki öyleyse aynı zamanda neden tüm insanlığa da bağlı olamıyorsunuz? | TED | يمكن أن تكون مخلصاً لعائلتك لمجتمعك لأمتك لذا لما لا يمكنك ان تحمل الولاء للبشرية ككل؟ |
Ama bu sizin aile İnciliniz. Sende kalsın. | Open Subtitles | ولكنه الكتاب المقدس لعائلتك ارجوك احتفض به |
Telefon görüşmemizden anladığım kadarıyla bu yıl aileniz için epey olaylı geçmiş. | Open Subtitles | الآن مما قلتي لي على الهاتف هذا العام كان زاخر بالأحداث لعائلتك |
Beni hiç ailenle tanıştırmadın, ailenden bahsetmedin bile. | Open Subtitles | أنت لم تقدمنى من قبل لعائلتك و أنت لم تذكر عائلتك من قبل |
Çok ufak bir komisyon karşılında... sizin, ailenizin ve tabii liderlerinizin... gizlice İtalya'dan çıkarılıp sizin gibi önemli kişilerin... baş tacı edileceği bir doğu ülkesine götürülmenizi ayarlayabilirim. | Open Subtitles | مقابل عمولة صغيرة يمكنني أن أرتب لك و لعائلتك و لقوادك بالطبع لتخرجوا مع البضائع من إيطاليا و تنقلوا لمدينة شرقية |