| Bunu yapacak kadar soğukkanlıysa yalan söyleyecek kadar da soğukkanlıdır demiştin ama bu kadın unvanını, şirketini her şeyini kaybedecek. | Open Subtitles | لقد قلتِ إن كانت متحجرة القلب لفعلها ستكون متحجرة للكذب بشأن ذلك لكن هذه الإمرآه على وشك خسارة منصبها وشركتها |
| Yola çıkmadan önce yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الاشياء لفعلها قبل مغادرتي البلدة |
| Hala bir savaş sürüyor ve benim yapacak işlerim var. | Open Subtitles | ما زلت الحرب مستمرة وانا لدي اشياء لفعلها |
| Değişimi ya biz yaparız, ya da doğa tarafından yapmak zorunda bırakılırız. | Open Subtitles | إما بأن نفعلها بأنفسنا، أو سوف نضطر لفعلها من خلال الطبيعة نفسها. |
| Kendin için yaptın. yapmaya can atıyordun. | Open Subtitles | أنت فعلتيها من أجل نفسك أنت كنتِ ستموتين لفعلها |
| Ama bu benim işim. yapmayı seçtiğim bir iş. | Open Subtitles | ولكن هذا إستدعائي ، الوظيفة التي أُخترت لفعلها ، أستطيع هزيمته |
| Bir cadıyı öldürdüğüm gerçeği değişmiyor bunu yapmam için kandırılmış olsam da. | Open Subtitles | فهذا لن يغير واقعة أنني قتلت ساحرة حتى وإن تمَّ خداعي لفعلها |
| Hey, sizin vaktiniz yoksa, ben yaparım. | Open Subtitles | أن لم يكن لديكم وقت لفعلها , أستيطع القيام بها |
| Bütün tayfadan, efendim, bunu yapmanın yolunu bulacak tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | من بين كُلّ طاقمنا، سيدى، أنت الوحيد الذى وجد طريقه لفعلها. |
| Her zaman eğlenceli olmasa da yapacak bir çok eğlenceli şey var. | Open Subtitles | ...أو بالعكس هو دائما غير مسلى، لكن ستجدين الكثير من الآشياء لفعلها |
| Astsubay, bence yapacak daha önemli işlerin var. | Open Subtitles | أيها الرقيب .. أعتقد أنه لديك أمور أفضل لفعلها |
| İkinizle bütün gün beraber olmayı çok isterdim ama yapacak işlerim var. | Open Subtitles | أنظر , أود أن أبقى معكم أنتم الإثنين طوال اليوم ولكن لدى أشياء لفعلها |
| Parker, eminim Savannah ve erkek arkadaşının yapacak daha iyi işleri vardır. | Open Subtitles | باركر,أنا متأكدة ان سافانا ورفيقها لديهم أشياء افضل لفعلها. |
| İşler iyi gitmese bile bunu yapacak cesaretim olduğunu bilmek güzel. | Open Subtitles | هاي , لم تضبط معي انا سعيد , لانه اتتني الشجاعة لفعلها |
| 10 dolara yapacak adamlar var. | Open Subtitles | هنالك رجال مستعدين لفعلها مقابل 10 دولارات |
| Size yapmak zorunda kaldığım hoş olmayan şeyleri anlatmak istemem. | Open Subtitles | سأكره أن أخبرك بعض الأمور المؤسفه التي إضظررت لفعلها |
| -Bunu yapmak için kocaman bir pazar günü var. -Jackie, eve gitme. | Open Subtitles | عندي يوم كامل الا وهو الاحد لفعلها جاكي لا تذهبي للمنزل |
| Kendin için yaptın. yapmaya can atıyordun. | Open Subtitles | أنت فعلتيها من أجل نفسك أنت كنتِ ستموتين لفعلها |
| Başka işleri de kabul edebilirim ama bu tutkuyla yapmayı istediğim bir şey. | Open Subtitles | أعني أنني تعرضت لوضعيات متقلبة لكنني لم أشعر بحماسة لفعلها |
| Hala süren bir savaş var, ve yapmam gereken bir iş. | Open Subtitles | ما زلت الحرب مستمرة وانا لدي اشياء لفعلها |
| Ayrıca bilmeni istiyorum ki bu evlilik bittiği takdirde, yine seve seve yaparım. | Open Subtitles | أنا ايضاً أريدك أن تعرفي ، أني سأكون سعيدة لفعلها مرةً أخرى لو فشل هذا الزواج |
| Tamam. Bunu yapmanın bir yolu var: beş top aşağı. | TED | حسناً, هناك طريقة لفعلها وهي ان تسقط الكرات لاسفل |
| Yakın zamanda, hepimiz böcek yediğimizde bunun büyük olay olmayacağını çünkü bunun yapması normal bir şey olduğunu düşünüyorum. | TED | اعتقد قريبا لن يكون بعد الآن من الأخبار الكبيرة عندما نأكل كلنا الحشرات، لأنه مجرد وسيلة طبيعية لفعلها. |
| Hayatımda, tuvaleti tamir etmekten daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | لديّ امور أهم لفعلها أكثر من إصلاح المرحاض |
| Tek yapmamız gereken şu motosikleti ele geçirmek ve bunu başarmanın tek yolunu biliyorum. | Open Subtitles | كل ما علينا فعله أن نضع أيدينا على هذه الدراجة النارية وأعرف الطريقة المناسبة لفعلها |