Cilt koruyucu bir kabı var. Eskiden kitapların böyle kabı olurdu. | Open Subtitles | لديه واقى من التراب لقد أعتدنا هذا على الكتب كى نحمى الغلاف.. |
Eskiden çok eğlenirdik, hatırlamıyor musun? | Open Subtitles | لقد أعتدنا أن نمرح معا حلوى أم خدعة, أتذكر؟ |
Eskiden bu tür konuları konuşurduk. | Open Subtitles | لقد أعتدنا على التحدث عن هذه الامور كل الوقت |
Eskiden buraları yakardık. | Open Subtitles | لقد أعتدنا بأن نشعل هذا المكان. |
Eskiden Doktor Knox'a ceset başına 3 pounddan satardık. | Open Subtitles | "لقد أعتدنا أن نبيع الجثة لـ دكتور "نوكس *بـ 3 جنيه |
Eskiden birbirimizin cümlelerini tamamlardık. | Open Subtitles | لقد أعتدنا على الإعتماد على بعضنا |
Biliyorum ama Eskiden geleceğimiz hakkında konuşurduk. Evlilik hakkında konuşurduk. | Open Subtitles | -أعلم ، لقد أعتدنا التحدث عن مستقبلنا ، وزواجنا |
Eskiden davetleri senden alırdık David. | Open Subtitles | لقد أعتدنا على تلقي الدعوات "منك , يا "ديفيد |
Eskiden böyle konuşurduk. | Open Subtitles | لقد أعتدنا التحدث عن هذه الأمور |
Eskiden ayakkabılarımıza ıslak kurutma kağıtları koyardık. | Open Subtitles | لقد أعتدنا أن نضع ورق رطب في أحذيتنا. |
Eskiden orada yaşardık. | Open Subtitles | لقد أعتدنا أن نعيش هناك. |
Eskiden buraya gelip eğlenirdik, kafayı bulurduk. | Open Subtitles | ... لقد أعتدنا أن نأتي ! هيّا , أيها الفاشلون |
Eskiden birlikte yatardık. | Open Subtitles | لقد أعتدنا النوم معاً. |
Antika almak için Paris'e giderdik Eskiden. | Open Subtitles | لقد أعتدنا الذهاب الى (باريس) لشراء الأنتيكات |
Eskiden burada çok tüttürürdük. | Open Subtitles | لقد أعتدنا على التدخين هنا |