12 köy ile küçük başladı, şimdi 24 köyde var. | TED | لقد بدأ صغيرا بـ 12 قرية. والآن في 24 قرية. |
Eğlence olarak başladı, korkunçlaştı ve sonra sadece bir ihtiyaç oldu. | TED | لقد بدأ الأمر كتسلية، لقد أصبح مخيفاً، وبعد ذلك، صار ضرورياً. |
Evet. 10:30'da başladı buraya gelip bunu söylemek istedim, çünkü uzun zamandır birlikte çalışıyoruz ve sana saygım var. | Open Subtitles | نعـم , لقد بدأ الساعـة 30 : 10 لذا أتيت لهنـا لطفـاً منـي لأننـا صديقـان متـحـابـان منذ فتـرة طـويلـة |
Tek yaptığımız durmadan tartışmak ve bu işimi etkilemeye başlıyor. | Open Subtitles | نحن نتجادل بلا توقف لقد بدأ الأمر يؤثر على عملي |
- Maine Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde okumaya başlamış ama Hindistan'da geçirdiği bir sömestr onu başka bir yöne götürmüş. | Open Subtitles | لقد بدأ شهادته فى الفلسفه فى جامعه ماين ولكن فصل دراسى فى الخارج فى الهند أرسله فى اتجاه أخر |
Bir evsizle, yani yüksek riskli yaşam tarzı olan biriyle başladı. | Open Subtitles | لقد بدأ بهاربة و هي ضحية ذات نمط حياة عالي الخطورة |
İşte bu günlerde insanlar aile hayatını, aile kurumlarını hiçe saymaya başladı. | Open Subtitles | أترين؟ , لقد بدأ الناس هذه الأيام باحتقار الحياة العائلية والنظام العائلي |
O uyurgezerliğe başladı ve ben özel bir koku hissettim. | Open Subtitles | لقد بدأ السير أثناء نومه، ووقتها لاحظت رائحة مميزة للغاية. |
Dün gece kötüleşmeye başladı, ama bu gece gerçekten kötü öksürüyor. | Open Subtitles | لقد بدأ الأمر بالأمس و لكن الكحة زادت بشكل سئٍ الليلة |
Onun için herşey İkinci Dünya Savaşı sırasında, 17 yaşında kendisini sahte evrak atölyesine sığınırken bulduğunda başladı. | TED | لقد بدأ العمل منذ الحرب العالمية الثانية عندما كان في ال17 من عمره وجد نفسه في خضم عمل تزوير الوثائق |
İnsanlar dinazorların özel olduğu fikrini benimsemeye başladı. | TED | لقد بدأ الناس يستوعبون فكرة ان الديناصورات كائنات مميزة |
Bu, bir soruyla başladı. Afrika bir bar olsaydı, senin ülken ne içer ya da ne yapardı? | TED | لقد بدأ الموضوع بسؤال واحد: إذا كانت أفريقيا حانة فماذا سيشرب بلدك أو يفعل ؟ |
Her şey bunu devam ettirecek imkânsız bir fikirle başladı: Hiçbir çocuk geride kalmayacak. | TED | لقد بدأ هذا الأمر كله مع فكرة مستحيلة واحدة كما ستستمر في ذلك، فعلا: لا إقصاء لأي طفل. |
Barraquer bir hastanın korneasını kesip sıvı nitrojenin içine atarak işleme başladı. | TED | لقد بدأ باراكير بحفّ مقدمة قرنيّة المريض وغمرها في محلول النتروجين. |
Babamın mirasında bırakacak birşey olmadığını öğrenmemizle başladı her şey. | Open Subtitles | لقد بدأ هذا الشئ حين اكتشفنا أن ثروة أبى قد تبددت و أنه لم يترك شيئاً |
Herşey geçen sene Mayıs Mayıs ayı sonunda başladı. | Open Subtitles | لقد بدأ ذلك فى مايو الماضى أعتقد كان فى نهاية مايو |
- Peki, çocuklar, başladı. - Nasıl gidiyor? | Open Subtitles | كان الاب لامبرت يتحدث الى المارة المألوفين هنا حسنا يا رجال، لقد بدأ الامر كيف يسير؟ |
Durumunu sabitlemiş gibi. Tırmanışını yapmaya başlıyor. | TED | المعلق الثانى : يبدو أنه مستقر. لقد بدأ في الإرتفاع. |
Bir şeyleri hayal etmesiyle, gürültüler, ayak sesleri ve sesler duymasıyla başlamış... ve sonra sesler konuşmaya başlamış. | Open Subtitles | لقد بدأ بأنها كانت تتخيل اشياءا ثم سماع ضوضاء ووقع اقدام, وأصوات ثم بدأت الأصوات تتحدث اليها |
Dur bir dakika. Kardeşim Işık Piramiti kartını kullanınca bu çılgınlık başlamıştı. | Open Subtitles | لقد بدأ هذا الجنون عندما قام اخى بتشغيل كرت يدعى هرم النـــور |
Asistanına şaplak atarak o başlattı. | Open Subtitles | لقد بدأ يضرب مساعدته على مؤخرتها ماذا حدث لوجهك ؟ |
Bu bilim insanları, evrenimizin bir simülasyon olup olmadığını anlamak için deneysel testler hakkında düşünmeye başladılar. | TED | لقد بدأ هؤلاء العلماء بالنظر إلى اختبارات تجريبيّة لاستخلاص ما إذا كان الكون هو مجرد محاكـاة. |
Kaçış prosedürü için fırlatma başlatıldı. | Open Subtitles | لقد بدأ إطلاق تسلسل لأجراءات الهروب |
Bundan yavaş yavaş bıkmaya başladım. Hiç büyemeyecek mi? | Open Subtitles | لقد بدأ الضجر يصيبني ببطء ألا يريد أن أن ينضج أبدا؟ |