Yeniden yazdıklarını verdim ona, kısır versiyonu değil. | Open Subtitles | لقد جعلته يقرأ المعاد كتابتها و ليست النسخة الخصية |
Düzelecek.Hafif bir sakinleştirici verdim, şu an istirahatte. | Open Subtitles | سيكون بخير , لقد جعلته مخدراً قليلاً وهو يرتاح |
Ona, Frankie'lerin Yeşil Bölge'den çıkacaklarını, Tehlikeli Yol'da keklik gibi avlanabilecekleri bilgisini verdim. | Open Subtitles | لقد جعلته يصدق انهم سيغادرون المنطقة الخضراء و سيغلقون الطريق الايرلندى |
ne yapacağım suçunu itiraf etmesine izin verdim. | Open Subtitles | وماذا فعلت حينها؟ لقد جعلته يعترف بالذنب |
- Eski Tacoma' mı iş görüşmesi için ona ödünç verdim. | Open Subtitles | لقد جعلته يستعير شاحنتي القديمة لأجل مقابلة العمل |
Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşamasına izin verdim. | Open Subtitles | لقد جعلته يتجول مشياً مع اضطراب مابعد الصدمة للأشهر الستة اللاحقة |
Cips falan verdim. Kötü mü etmişim? Çok rahat görünüyor. | Open Subtitles | لقد جعلته يفقد وعيه هل هذا سىء؟ |
- Beni oraya koymasına izin verdim ama. | Open Subtitles | لقد جعلته يفعل ما يشاء لقد هزمناه |
Dövülmesine izin verdim. | Open Subtitles | لقد جعلته ينهزم. |
Sanırım robot olmasına izin verdim. | Open Subtitles | لقد جعلته يلعب دور الروبوت |
Gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | لقد جعلته يذهب فحسب |
Çamurda beni geçmesine izin verdim. | Open Subtitles | لقد جعلته يغلبني |
- Evet, burada. İzin verdim. | Open Subtitles | -نعم انه هنا ، لقد جعلته يدخل |