| Kapıyı açın ve ellerinizi indirin. Alçaklığınızın sonu geldi artık. | Open Subtitles | افتح البوابة و ضع أسلحتك جانبا، لقد حانت نهاية ظلمك |
| Pekala Cady, işte beklediğin an geldi. | Open Subtitles | حسنا، كادي لقد حانت اللحظة التي كنت تريدها |
| Şimdi dua etmeye başlayabilirsin, senin sonunda geldi... | Open Subtitles | ابدأ بغناء النشيد الوطني الهندي لقد حانت نهايته |
| Vakit geldi, bayanlar ve baylar, benim sevgili, sevgili, sevgili misafirlerim... sayın bakan, Duma'nın saygı değer beyleri... onu taktim etme zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حانت اللحظة ، أيها السيدات والسادة، ضيوفي الأعزاء، عزيزي السيد الوزير، أعزائي أعضاء مجلس الدوما، حانت اللحظة كي أقدم لكم ملك الغاز، |
| Evet, nihayet zamanı geldi. Doruğa yaklaşıyoruz. | Open Subtitles | لقد حانت اللحظة الحاسمة نحن نقترب من نهاية المهرجان. |
| Pekâlâ beyler, hepimizin beklediği an geldi. Kazanını çekiyoruz. Hadi. | Open Subtitles | لقد حانت اللحظة المنتظرة إعلان الفائز |
| Eğilin! Patlama geldi! | Open Subtitles | اخفضوا رؤوسكم، لقد حانت اللحظة |
| Hanımlar beyler, beklenen an geldi. | Open Subtitles | اذن , سيادتي و سادتي لقد حانت اللحظه |
| Gecemiz geldi. | Open Subtitles | لقد حانت ليلتنا |
| İntikam zamanın geldi. | Open Subtitles | لقد حانت ساعة إنتقامك |
| Galibiyet zamanı geldi! | Open Subtitles | ! لقد حانت ساعة النصر |
| Bizim zamanımız geldi artık. | Open Subtitles | ! لقد حانت لحظتنا |
| - Vakit geldi. | Open Subtitles | - . لقد حانت ساعتى - |
| Penny o an tekrar geldi. | Open Subtitles | (يا (بيني لقد حانت اللحظة مرّة أخرى |
| Vaktim geldi. | Open Subtitles | لقد حانت ساعتي |
| Zamanın geldi. | Open Subtitles | لقد حانت ساعتك |