Umarım bir şeyi yoktur. Kate Skarratt düştü. | Open Subtitles | لقد سقطت كايت سكارات ونتمنى انها بخير هناك |
Gelirken çatıdan düştü diyelim. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد سقطت من على سطح السيارة في الطريق |
düştü, kabul, ama çatıdan değil. Saatten düştü. | Open Subtitles | ولكنها لم تسقط من السطح لقد سقطت من الساعة |
Bir manyetik fırtınada düştüm ve Sogo'ya götürüldüm. | Open Subtitles | لقد سقطت أثناء عاصفه مغناطيسيه سحبتنى الى سوجو |
Banyoda o kadar çok düştüm ki artık kalçamda çivi... ..takacak yer bulamıyorlar. | Open Subtitles | لقد سقطت في الحمام عدة مرات فاصبح من الصعب ان يضعوا دبابيس اضافية في وركي |
Armut gerçekten de uzağa düşmüş, değil mi? | Open Subtitles | لقد سقطت التفاحة بعيداً عن الشجرة بهذه الحالة أليس كذلك؟ |
Helikopter ormanlık bir alana düştü... | Open Subtitles | لقد سقطت المروحية فى منطقة كثيفة الأشجار |
Üzerimize iki tonluk inşaat vinci düştü. | Open Subtitles | لقد سقطت علينا رافعة البناء طنين من الحديد علينا |
Okulun bahçesinde düştü, hepsi bu. Değil mi? | Open Subtitles | لقد سقطت على أرض الملعب هذا كل شيء,أليس كذلك |
Üstüme düştü ve beni sürükleyip ezmeye başladı... | Open Subtitles | لقد سقطت فوقي القمامة ،حاولت أن أسحب جسدي لأبتعد عن كومة النفايات |
Hayır, orada! Göle düştü! Onu bulmalıyız! | Open Subtitles | اجل ، إنها كذلك ، لقد سقطت في الماء علينا ان نجدها |
97 yaşındaydı. Köprüden düştü. | Open Subtitles | كانت في السابعه و التسعين من العمر لقد سقطت من جسر |
Buraya düştü ama ses o taraftan geldi. | Open Subtitles | لقد سقطت هنا، لكن الصوت قادم من هناك. |
Evimizdeki ağır kitaplık üzerine düştü. | Open Subtitles | كانت هناك مكتبة ثقيلة في منزلنا لقد سقطت فوقه |
Ben düştüm. Bir dakika kadar göremedim, ama şimdi iyiyim. | Open Subtitles | لقد سقطت ولم أستطع الرؤية لدقيقة لكني بخير الآن |
Hemen şimdi Mary. Ben düştüm. Bir dakika kadar göremedim, ama şimdi iyiyim. | Open Subtitles | لقد سقطت ولم أستطع الرؤية لدقيقة لكني بخير الآن |
Sadece şekeri alın. Bu dedemin ceketi. Bıçağımın üstüne düştüm. | Open Subtitles | فقط خذ الحلوى هذا معطف جدي لقد سقطت على سكيني هاهي |
Az önce kutunun içine düştüm sonra bir şekilde dışarı çıktım. | Open Subtitles | لقد سقطت بداخل الصندوق ثم سقطت خارجه بطريقةٍ ما |
Bak, yere düştüm. Benim için geri döndü. O şey-- | Open Subtitles | اسمعي، لقد سقطت فعاد هو لإنقاذي هذا الشيء كان |
Armut gerçekten de uzağa düşmüş, değil mi? | Open Subtitles | لقد سقطت التفاحة بعيداً عن الشجرة بهذه الحالة أليس كذلك؟ |
Ne salak! Kıçının üstüne düştün ve diz çöküyorsun. | Open Subtitles | ما هذا الغباء, لقد سقطت بهذه البشاعة ولا تزالين جالسة على ركبتيك |
Düşmüştün. | Open Subtitles | لقد سقطت |