Erdem, ahlak filan üzerine ailemin beni nasıl yetiştirdiğini hakkında düşündüm ve ama sonra üstündeki bu askısız bluza bakıyorum. | Open Subtitles | لقد فكّرت بشأنه, كيف والديَّ علّماني قيمي و أخلاقي و ما إلى ذلك. ثم انظر إلى تلك البلوزة التي ترتدينها. |
Bunu düşündüm. Parayı geri vermeliyiz. Kendimi daha iyi hissederim. | Open Subtitles | أبّي لقد فكّرت بالموضوع يجب أن نعيد المال سأشعر بالتحسّن |
Her neyse, bunun belki bir... katkısı olur diye düşündüm. | Open Subtitles | .. على كلّ حال، لقد فكّرت أن هذا قد يساعدك |
Hayır, aslında doktorluğu düşünmüştüm. Fakat bana göre olmadığına karar verdim. Doğru. | Open Subtitles | فى الحقيقة لقد فكّرت فى أن أكون طبيباً و لكن وجدت أنه لا يناسبنى |
düşünüyordum da bence kardeşliğe karşı bazı yükümlülüklerimiz var. | Open Subtitles | لقد فكّرت أشعر أنّ لدينا واجباً تجاه أخوتنا |
"Eğer o beni korursa, ben de onun için herşeyi yaparım"... diye düşündüm kendi kendime. | Open Subtitles | اذا فقط أنقذنى سأفعل أى شىء من أجله لقد فكّرت في ذلك |
Ortamı ısıtacak ufak bir şey düşündüm aslında. | Open Subtitles | لقد فكّرت في شيءٍ خارقٍ للرّتابة أتناول تدقيقات حسابات هاته السّنة |
Bunun hakkında düşündüm. Zor bir durum, ama anladığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد فكّرت في ذلك، إنّه أمرٌ قاسٍ بعض الشّيء لكن أعتقد بأنّ لديّ الحلّ |
Anlaştığımız gibi sınırları çizsem iyi olur, diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد فكّرت أن أضع حولها علامات، كما اتفقنا |
Pekala, düşündüm ki, bunu yaparsam, zamanla buna alışırdın, ve beni terketmezdin. | Open Subtitles | حسناً، لقد فكّرت فحسب أنه ، بمرور الوقت ، ستعتادين على هذا وربما حينها لن تتركينني |
Bak, aklının zaten müzikle ve dekorasyonla meşgul olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | اسمعي، لقد فكّرت فحسب أنكِ , لديكِ ما يشغلكِ بالفعل الآن الموسيقي والزينة |
Evet. İster inan ister inanma anne ama bunu çok düşündüm. | Open Subtitles | نعم , لكن صدقي أو لا يا أمي , حقيقةً لقد فكّرت عن الأمر |
Eminim, bununla ilgili düşündüm ve çocuk sahibi olmayı istemediğime karar verdim. | Open Subtitles | لقد فكّرت وقررت بعدم رغبتي في الحصول على أطفال |
Evet, seni arayıp uyarmayı düşündüm ama sadece olması gereken herşeyi olması gerektiğine karar verdim. | Open Subtitles | أجل، اسمعي، لقد فكّرت في أن أتصل و أحذّركِ و لكنني فكرتُ نوعاً ما أن ما يجب أن يحدث سيحدث |
Aslında bunu düşündüm ama sonra aklıma geldi de benim de epey ünüm var. | Open Subtitles | , لقد فكّرت في ذلك لكن حينها تذكرتُ لديّ سمعة أيضًا |
düşündüm de... Evime dönmek istiyorum. Kardeşimin yanına. | Open Subtitles | لقد فكّرت مليًّا، أودّ العودة للديار إلى أخي. |
Kendime yapmayı bile düşündüm ama moleküler kimya düzenbaz şerefsizin teki. | Open Subtitles | لقد فكّرت أن أصنعها بنفسي حتى. و لكن، الكيمياء الجزيئية صعبة جداً. |
düşündüm de, doğum günümde burada olmayacağım. | Open Subtitles | لقد فكّرت أنّه طالما أنّني لن أكون موجودة هنا في عيد ميلادي |
Aslında bir araba kazasının size daha uygun olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | في الواقع ، لقد فكّرت أن حادثة سيارة كانت ستصبح مناسبة لذوقكم |
Hemen kalkıyor muydun yoksa? Eski anılarımızı yâd ederiz diye düşünmüştüm oysa ki. | Open Subtitles | أخبريني أنّك لن تغادري بهذه السرعة، لقد فكّرت أن نسترجع الذكريات. |
Senaryo yazmayı düşünmüştüm. Evet, ben de yazar sayılırım yani. | Open Subtitles | لقد فكّرت في كتابة في كتابة النصوص، لذا أعتقد أني كاتب |
düşünüyordum da, belki de evde sersefil oturmak yerine size yardım edebilirim belki. | Open Subtitles | انظري، لقد فكّرت مليًّا. ربّما عوض مكوثي في البيت وحيدة تعيسة يمكنني أن أساعدكم. |