Belli bir saatte burada olacağını söyledin ama gelmedin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ ستكونين حاضرة هنا في وقت معيّن, ولم تكوني كذلك |
Onunla Diamond Snow'u izlemeye gittiğini söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ ذهبتِ لرؤية الماس الثلج معه. |
Onu haftada üç, dört kez gördüğünü söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ تقابلينهُ 3 أو 4 مراتٍ أسبوعيّاً. |
Ultrasonda kullanılan soğuk jelden hoşlanmadığını söylemiştin ama yine unuttun, değil mi? | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ لا تحبِّين الهلام البارد المستخدم في فحص الأشعة فوق الصوتيَّة لكنكِ نسيتيها مرة أخرى؟ |
Uyandığımda yanımda olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ سوف تكونين بجانبي عندما أصحو |
İş esnasında profesyonel olmak istediğini söylemiştin değil mi? | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ تريدين أن نكون أكثر مهنية في العمل، أليس كذلك؟ |
Kendin söyledin, akşama kadar kapalısınız. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ ستعملين حتى المساء |
Kız kardeşimi görebileceğimi söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ ستدعيني أرى أختي |
Donna yardımın için geldiğimde daha fazla işin içinde olmayacağını söyledin. | Open Subtitles | ،أوتعرفينَ يا(دونا)عندما أتيتُكِ للمساعدة .لقد قلتِ بأنكِ لمْ تعودي تقومي بذلك |
Kyle'a bel bağlayamayacağını çünkü artık sana ait olmadığını söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ غير قادرة على الأعتماد على "كايل" بسبب... انه لا ينتمي اليك |
Bir haftadır orada olduğunu söyledin. Ne yiyordun? | Open Subtitles | (ايمي)، لقد قلتِ بأنكِ كنتِ هناك لأسبوع ماذا أكلتِ ؟ |
Amy Pond, bunu düzelteceğim. Bir Arayüzden öğrendiğini söyledin. Onunla konuşabilir miyim? | Open Subtitles | (ايمي بوند)، سأصلح هذا لقد قلتِ بأنكِ قد تعلمتِ من "واجهة" هل يمكنني التحدث معها ؟ |
Bir ismin tanıdık geldiğini söyledin, El Limpiador. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ عرفتِ إسماً.. |
Bana anı yaşadığını söylemiştin ve o öpücüğün hiçbir anlamı olmadığını. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ كنتِ تعيشين اللحظة وأن تلك القبلة لم تعني شيئاً. |
Aç olduğunu söylemiştin ama tabağını silip süpürmedin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ جائعة، ولكنّي لا اسمع صوت إلتهام |
Kendine öfkeli olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | عندما أتيت إلى هنا لقد قلتِ بأنكِ غاضبه مع نفسك |
Bir şeyler okuduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | عندما أتيت لقد قلتِ بأنكِ تقرأين شيئًا أو ما شابه |
Orkideleri tercih ettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ تفضّلين الأرجوانية |
Hadi. Bana dürüst olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | هيا , لقد قلتِ بأنكِ ستكونين صادقة معي |
Bu gece dışarı çıkmak istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ تريدين الخروج اليوم |