Ölemezsın. Birlikte savaşacağız demiştik, unuttun mu? | Open Subtitles | أنت لا تستطيع الموت لقد قلنا بأننا سنبقى سوية |
Eğer risk yoksa anlamı ne demiştik, değil mi? | Open Subtitles | لقد قلنا أن لم تكن هناك مخاطره فما الهدف؟ |
Üniversite dört yıI demiştik, o kadar. | Open Subtitles | لقد قلنا أربع سنوات في الجامعه وكان هذا ما نعنيه |
Bir şeyleri sıfırdan inşa etmek istediğimizi söyledik, ...gurur duyacağımız bir şeyleri. | Open Subtitles | لقد قلنا أننا نريد أن نبني شيئًا من الصفر شيء نفخر به |
HWT: Bunu defalarca söyledik ve hakkında bir eser ürettik. | TED | هانك: لقد قلنا ذلك مرات عدة، فعملنا قطعة فنية عن هذا الموضوع، |
Senin önünde "bu evde bir çocuk sahibi olabiliriz" diye konuşmuştuk.. Ama sen o evle ilgili hiç bir şey söylemedin bize. | Open Subtitles | لقد قلنا امامك انه من الممكن ان نحظى بطفل و لم تقل شيئا |
Okuldayken senin özel biri olacağını biliyorduk ve bunu söylemiştik. | Open Subtitles | كلنا عرفنا في المدرسة انك ستكونين مميزة, لقد قلنا ذلك |
Yola çıkmadan önce böyle demiştik. | Open Subtitles | لقد قلنا هذا منذ اليوم الأوّل في هذه الرحلة |
Hiç bir şey söylemeyeceğiz demiştik. | Open Subtitles | لقد خدعتني يالوكاس لقد قلنا بأننا لا نقول أي شيء بشأن ذلك الموضوع |
Eve kimseyi almayacaksınız demiştik. Kuralları biliyordu. | Open Subtitles | لقد قلنا اننا لا نريد لأحد ان يأتي هو يعرف القواعد |
Bundan asla bahsetmeyeceğiz demiştik. | Open Subtitles | حسنا، لقد قلنا أننا لن نتحدث عن هذا أبدا |
Buradaysa bildireceğiz demiştik. | Open Subtitles | لقد قلنا بأنه إذا كانت هنا سنخبرهم بأنه أمر |
Bir anlaşmamız vardı, Senatör. Bir saat demiştik. | Open Subtitles | كان عندنا اتفاق يا سيناتور لقد قلنا ساعة واحدة |
Düğün sürtüğü seksinin bir anlamı olmayacak demiştik. | Open Subtitles | لقد قلنا أن جنس حفلات الزفاف الفاسق لا يجب أن يعني شيئاً. |
Bayan Mills, biraz ağırdan alın demiştik hatırladınız mı? | Open Subtitles | سيدة ميلز ، لقد قلنا لك ارتاحي ، الي كذلك ؟ |
Sana söyledik, başka bir stüdyo adına falan çalışmıyoruz. | Open Subtitles | لقد قلنا لك، نحن لا نعمل من أجل ستديو آخر |
- Özür dilediğimizi söyledik ya. | Open Subtitles | مهلاً . مهلاً ، لقد قلنا أننا نعتذر أجل ، صحيح |
Hayır, bildiğimiz her şeyi birkaç dakika önce sizlere söyledik. | Open Subtitles | لا، لقد قلنا لك كل ما حدث لدينا منذ بضع دقائق |
Ona Cranford'da her zaman bir yeri olduğunu söyledik. | Open Subtitles | لقد قلنا أن لها مكاناً دوماً في كرانفورد |
Konuk kabul etmekten fazla sevdiğimiz şey olmadığını söyledik. | Open Subtitles | لقد قلنا لها أنه لا يوجد ما هو أحب إلينا من تلقى الزوار |
Bu işi yavaştan götüreceğimizi az önce de söyledik. | Open Subtitles | لقد قلنا هذا أكثر من مرة سنبقي العلاقة خفيفة |
Ne diyorsun tüm bunları konuşmuştuk hani? | Open Subtitles | ماالذي.. لقد قلنا كل تلك الأمور، صحيح؟ |
Onların oylarını saydığımızı söylemiştik. | Open Subtitles | لقد قلنا إننا أحصينا أصواتهم لكننا لم نفعل ذلك |