Her vatandaşın yanına, onunla birlikte her yere gitmesi için bir polis memuru vermeleri gerekirdi. | Open Subtitles | عندها يجب أن يتم تعيين شرطي لكل مواطن حتى يرافقه لكل مكان |
Bilmeyi talep ediyorum; neden gittiğin her yere beni de götürmekte ısrarcısın? | Open Subtitles | أطالب بأن أعرف لمَ تصرين على أخذي لكل مكان تذهبين إليه؟ |
Çok yorucu. Neden her yere koşarak gitmiyorsun? Daha hızlı olmaz mı? | Open Subtitles | مرهق , لماذالا تركضين لكل مكان أليس أسرع؟ |
O zamanlarda her yerde kral ve imparatorlar yok muydu zaten? | TED | ألم يكن لكل مكان ملك أو إمبراطور في ذلك الوقت؟ |
Yerel kanaldaki işe girmeden önce, deneme çekimimi her yere yollamıştım. | Open Subtitles | قبل حصولي على عمل في المحطة المحلية قمت بإرسال شريط تجربة الأداء لكل مكان |
Aslında onu gittikleri her yere götürmek istediler. | Open Subtitles | بالفعل , فقد ارادوا ان يأخوها لكل مكان يذهبون اليه |
Bu meslek hakkında bir şey hatırlıyorum her yere seyahate gidip, eli boş kalmak. | Open Subtitles | جل ما اتذكره عن هذه الرحلة أننا سافرنا لكل مكان ولم نرى شيئًا |
Ben çocukken ilk fotoğraf makinemi aldığımda her yere yanımda götürürdüm. | Open Subtitles | عندما كنت طفلاً وحصلت على كاميرتي الأولى, كنت آخذها معي لكل مكان. |
Bizim zaman balonumuzun dışında, evren hala dönüyor, ...ve ben her yere bir mesaj gönderdim, geleceğe ve geçmişe, ...her şeyin başlangıcına ve sonuna. | Open Subtitles | خارج فقاعة زمننا، ما زال الزمن يجري و لقد أرسلت رسالة لكل مكان للمستقبل و الماضي لبداية و نهاية كل شيء |
Gözlerimi ondan alamadım, gittiğim her yere götürdüm. | Open Subtitles | لم أستطع أن أبعد عيني عنها كنت أخذها لكل مكان |
Çatı olsun ambar olsun her yere gidebilirler. | Open Subtitles | يمكنهم ان يذهبوا لكل مكان,سواء على السقيفة او تحت الارض |
Yakınlarımda istemiyorum, ama her yere davet etmeye mecburum. | Open Subtitles | لا أريده في أي مكان, ولكن عليّ دعوته لكل مكان |
- her yere ıslak mendil getiriyor. | Open Subtitles | هو بالفعل يحضر مناديل الأطفال معه لكل مكان |
Artık beni her yere kendi götürmek zorunda. Onları umursamıyorum artık. | Open Subtitles | عليه أن يوصلني لكل مكان الآن تجاوزته للغاية |
Her neyse, araba kullanmıyor. Onu her yere ben götürmek zorunda kalıyordum. | Open Subtitles | أجل، على أيّ حال، إنه لا يملك سيارة، لذا كنت مضطرة لأخذه لكل مكان. |
Su geçirmez, her yere giden bir bileziktir. | Open Subtitles | انها ضد الماء هذا السوار تسطيع الذهاب به لكل مكان |
Uçağı bulmadan önce sence her yere nasıl gidiyorlardı? | Open Subtitles | كيف تعتقد أنهم ذهبوا لكل مكان ؟ |
Seyyar mutfakları ve temel malzemeleri gittikleri her yerde yanlarında olur. | Open Subtitles | المطبخ المحمول والمكونات الأساسية يسافرون معهم لكل مكان يذهبون له |
Buna 70 dolarla başladım Ve gittiğim her yerde bağış toplamaya başladım | TED | بدأت هذا العمل ب 70 دولاراً وبدأت بجمع التبرعات المالية لكل مكان كنت أذهب أليه . |
Dünya Savaşı, buradan heryere sıçrayacaktı. | Open Subtitles | فإن الحرب العالمية الأولى قد بدأت من هنا حيث ستنتشر لكل مكان آخر |
Özel bir yanı yok ama nazarımızda her yer özeldir. | Open Subtitles | ليست مكاناً مميزاً ولكنها في الطريق لكل مكان مميز |
İçimdeki diğer ses de her yeri gezmemi, yerimde durmamamı öğütlüyor. | Open Subtitles | أقرأ الكتب طوال اليوم و أصيد السمك حين أجوع و جزء آخر يريد أن يذهب لكل مكان و أرى كل شيء |