Cevizli şekerleme ve dondurma yiyordum Ama bana, bunun naneli çikolata kırıntısı olduğunu söylüyordun. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني أنها رقاقة شوكولاتة بالنعناع |
Ama bana anlattınız, 3 hafta önce eğer böyle bir durum olursa diye, bana bunu kanıt niteliğinde anlattınız. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني قبل ثلاثة أسابيع بحيث إذا حصل و حدث هذا الموقف، فستحصل على الدليل. |
Ama bana geceleri çalışıyorum demiştin. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني بأنك تعمل في الليل |
- Şey sen bana kontrol edeceğini söyledin. - Ve sen de bana biraz dinleneceğini söyledin. | Open Subtitles | ـ حسن ، لكنك أخبرتني أنك ستفعل ـ وأنت أخبرتني أنك ستحصلين على بعض الراحة |
yardımına ihtiyacım olmuştu ve sen bana kısaca düş yakamdan demiştin. | Open Subtitles | طلبت مساعدتك يوما ما لكنك أخبرتني أن أحصل على حياة |
Ama bana kahve masasını fazla önemsemediğini anlattın. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني أنه لا يهمك الطاولة |
Ama bana emeklediğimiz yerde P.I. için orada olduğunu söyledin, ve P.I asla oraya görevlendirilmezmiş. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني أنك ذهبت إلى الممر مع "العمل بالسجن" و لم يكلف السجناء بالذهاب هناك أبداً |
Ama bana grip olduğunu söylemiştiniz. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني بأنها أصيبت بلسعة حشرة |
"Ama bana bu hafta köpek alacağına söz vermiştin." | Open Subtitles | "لكنك أخبرتني أنك ستخصّي كلابنا هذا الأسبوع" |
Ama bana onu koruduğunu söyledin. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني أنك تحميها |
Ama bana söyledin. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني |
Ama bana anlattın. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني. |
Ayrıntılara takılıyor gibi olmak istemem ama sen bana "sırf başa belasın, eşyalarını alıp defol" demiştin. | Open Subtitles | ...لا أحب ذكر التفاصيل ، لكن لكنك أخبرتني أني أسبب المشاكل وطلبت مني جمع أغراضي ومغادرة المكان |
Hayır, hiçbirşey bitmedi, ve biliyorum sana anlaşmayı geri çevirmeni söylemiştim, fakat sen bana bunu para için yapmadın... | Open Subtitles | ،كلّا ، لمْ ينتهي أمرها وأعرفُ بأنني أخبرتك ،بأن ترفض تلك التسوية لكنك أخبرتني ...بأنكَ لا تقومُ بها لأجل المال و |