Bu konuda kendimi yalnız hissediyorum, Ama biliyorum biz aynı taraftayız. | TED | لأنني وحيدة في هذا، لكنني أعرف أننا حلفاء. |
İlgileniyorum, Ama biliyorum ki bu adam senin yaptığının çok daha iyisini yapar. Unutma, seni uyardım. | Open Subtitles | أنا مهتم بالطبع ، لكنني أعرف هذا الرجل أكثر منك ، تذكر إنني أحذرك |
Ama biliyorum ki sen meşgul bir kadınsın, bu yüzden önceden söylemek istedim. | Open Subtitles | و لكنني أعرف أنك مشغولة لذلك أردت أن أعلمك بهذا مبكراً |
Bilmiyorum, Ama bildiğim birşey varsa, o da ocaktaki tavan. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ، لكنني أعرف أن عملك هو الموقد |
Bakın, sizin asıl yaşadığınız yeri bilmiyorum, ama dünyada öyle bir yer olduğunu biliyorum kendinizden daha çok seveceğiniz bir şey. | TED | انظروا، لا أعرف المكان الحقيقي الذي تعيشون فيه، لكنني أعرف أن هناك شيئا في هذا العالم تحبونه أكثر مما تحبون أنفسكم. |
Şu an, bunun ne kadar gülünç olduğunu bilmiyorlar, Ama ben biliyorum. | TED | الأن، هم لا يعرفون كم هو سخيف فعل ذلك، لكنني أعرف. |
Ama biliyorum ki bir daha öyle bir heyecan yaşayamayacağım. | Open Subtitles | لكنني أعرف أنني لن أشعر بمثل ذلك التشويق |
Ama biliyorum ki hiçbirisinin anlamı kalmayacak bu duvarların dışına çıktığım zaman. | Open Subtitles | لكنني أعرف انه لن يكون اياً من هذا سيعني شيء عندما أخرج من هنا |
Ama biliyorum bu operasyonla ilgili epey bir evrak işin olacaktır o yüzden bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لكنني أعرف مع الخدعة، هناك الكثير من الأعمال الورقية، لذا لا يجب ان نقوم بها ,ربما مرة اخري |
Ama biliyorum, yeni boşandın eğer başkalarıyla çıkmaya ihtiyaç duyuyorsan... | Open Subtitles | لكنني أعرف أنتِ مطلقة حديثاً، لذا إذا شعرتي أنك تحتاجين لمواعدة رجال آخرين |
Onun dışında. Orayı hiç duymadım. Ama biliyorum, bileceğim... | Open Subtitles | ماعدا هذا ، لم أسمع به مطلقاً لكنني أعرف من يعرفه |
Ama bildiğim bir şey varsa... o da yaşadığımız sürece... kendimize karşı dürüst olmamız gerektiğidir. | Open Subtitles | لكنني أعرف أنه طالما نحن أحياء يجب أن نبقى مُخلصين لبعضنا البعض |
Ama bildiğim şey yukarıda farklı seviyelerin olduğu. | Open Subtitles | لكنني أعرف بأنَّ هنالك العديد من المستويات المختلفة بالتدريج |
Pek çok şeyi bilmem, Ama bildiğim... bir şeyi de çok şey bilirim... yani insanları. | Open Subtitles | لا أعرف الكثير عن كل شيئ لكنني أعرف الكثير عن الجزء الذي أعرفه عن كل شيئ و هو الناس |
Ne kadar boka battın, bilmiyorum ama ne yapmaya çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | لا أعرف فيما أنتِ متورطة من أمور، لكنني أعرف ماتحاولين فعله. |
Bu kadının mektubunun öteki versiyonunun ne olduğunu bilmiyorum ama şunu biliyorum ki; o, bu mektubu yazmak zorunda. | TED | أنا لا أعرف الإصدار الآخر من قصة هذه المرأة، لكنني أعرف هذا: عليها أن تكتبه. |
Şansımıza Charlie hepsini bilmiyor. Ama ben biliyorum. | Open Subtitles | لحسن الحظ ، تشارلي لا يعرف لكنني أعرف |
Ancak biliyorum ki evde bir çocuğum var... ve koçuna tamamen tapıyor. | Open Subtitles | لكنني أعرف أنّ ثمة صبيّاً صغيراً في المنزل بدأ كلّياً |
Hayır, Piya'nın ailesini tanımıyorum, ama Piya'yı çok iyi tanıyorum. | Open Subtitles | لا، أنا لا أعرف عائلتها لكنني أعرف جيدا لها |
- Sonunu merak edersin. - fakat ben zaten biliyorum nasıl bittiğini. | Open Subtitles | و تريدين أن يعرف كيف تنتهي و لكنني أعرف مسبقاً كيف تنتهي |
Dinle. Tüm cevaplar bende yok ama onun yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | ،حسناً، إسمع، لا أملك جميع الإجابات .لكنني أعرف أنّه فعل هذا |
Bu yüzden benim için uygun olabileceğini düşünmemiştim, ama aynı zamanda biliyorum ki buna tesadüfen rastlamadım. | TED | لذلك لم أكن أعتقد أن هذا مقدرا لي، لكنني أعرف أيضاً أنني لم أعثر على هذا. |