ويكيبيديا

    "لكن الأمر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ama bu
        
    • fakat bu
        
    • ama işler
        
    • Ama çok
        
    • ama mesele
        
    • Ama olay
        
    • Ama durum
        
    • Ama her şey
        
    • ancak
        
    • Ama iş
        
    • Ama daha
        
    • ama sorun
        
    • fakat konu
        
    ama bu Reddit'le ilgili değil. Aslında bu kambur balinalar ile ilgili. TED لكن الأمر ليس حول ريديت نفسه. أنه في الواقع حول الحيتان الحدباء.
    Ben, ben nasıl bildiğimi söyleyemem ama bu çok ciddi. Open Subtitles لا أستطيع لا أستطيع إخبارك كيف أعلم لكن الأمر جاد
    ama bu durum farklı. Ailemizin senin için öncelikli olduğunu bilmem gerek. Open Subtitles لكن الأمر مُختلف الآن أعني، أريد التأكد أن عائلتنا تأتي في المقدمة
    fakat bu 9 yaşındaki ben için çok heyecanlı bir fırsattı. TED لكن الأمر كان فكرة مثيرة بالنسبة لطفلة في التاسعة من عمرها.
    Bu daha iyi. Ve elbette, prensipte, üç, dört ve daha fazla adımda düşünülebilir, ama işler zorlaşmaya başlar. TED هذا أفضل. و بالطّبع، مبدئيّا، يمكنكن أن تتقدّم 3 أو 4 خطوات أو أكثر، لكن الأمر يزداد صعوبة.
    Çok karmaşık işlemler yapıyor, ve bunlara girmeye zamanım yok, ama bu dişinin büyüleyici yönü şu ki, hata yapmayı sevmiyor. TED إنها تقوم بمهام معقدة جداً، وليس لدي وقتا للقيام بها، لكن الأمر المدهش عن هذه الأنثى هو أنها لا تحب الوقوع في الأخطاء.
    ama bu sadece odalarında oturup problemlerle uğraşan öğrencilerle ilgili değil. TED لكن الأمر ليس فقط حول طلاب يجلسون وحيدين في غرفة المعيشة يحلون المسائل.
    ama bu biz vatandaşların, ikamet edenlerin, temsilcilerin seçilmiş yetkililere verdikleri sözleri tutmalarını sağlamasına bağlı. TED لكن الأمر بأيدينا كمواطنين، ومقيمين ومتعهدين لمطالبة ممثلين الشعب المنتخبين بالوفاء بوعودهم.
    Bu kritik problemlerin, zaten kutuplaşmış Mısır toplumuna etkisine şahidim ama bu sadece Mısır ile alakalı değil. TED لقد شهدت كيف ساهمت هذه التحديات الخطيرة في استقطاب المجتمع المصري المُستقطب في الأصل، لكن الأمر ليس فقط حول مصر.
    ama bu veriler onları umut ettikleri gibi istisnai bir sonuca götürmedi. TED لكن الأمر لم يؤدي بهم حيث النتائج الاستثنائية التي كانوا يتوخونها.
    ama bu sadece kendinizi tüketmekle ilgili değil. TED لكن الأمر لا يقتصر فقط على ما تستهلكه بنفسك.
    ama bu yuvalar benim için büyüleyiciydi çünkü bir nevi şu zarif İtalyan kapak içi yapraklarına bakıyor gibi oluyordum. TED لكن الأمر كان مدهشا بالنسبة لي. لأنني كنت أنظر إلى أوراق الكتب الإيطالية الرفيعة تلك.
    ama bu izlemenin de ötesine gidiyor, çünkü bu programın bir parçası da kampanya yapmak. TED لكن الأمر يتخطى المتابعة ، لأن هناك أيضا جزء الحملة الانتخابية
    ama bu Reddit'le ilgili değil. Bu web'de ortaya çıkan yeni şeyleri keşfetmekle ilgili. TED لكن الأمر ليس حول ريديت. الأمر في الواقع حول إستكشاف أشياء جديدة تظهر على الويب.
    Sürdürülebilir konutlar çoğunlukla zenginlik ve varlıkla ilişkilendiriliyor. fakat bu sefer öyle olmayacak. TED غالبا ما يرتبط السكن المستدام مع الثروة والغنى، لكن الأمر لا يجب أن يكون كذلك.
    ama işler bu şekilde yürümüyor. Her öldürmende mühlet yeniden başlar. Open Subtitles لكن الأمر ليس هكذا ، بكل مرة تقتلين بها ، يبدأ المؤقت بالعدّ التنازلى من جديد.
    Ama çok acil. Perşembeye istiyorlar resimleri. Open Subtitles لكن الأمر عاجل يريدون الصور بحلول يوم الخميس
    Evet, onu anlayabiliyorum ama mesele şu ki bunu birçok kaynaktan aldık. Open Subtitles نعم, أرى ذلك لكن الأمر هو لقد حصلنا عليه من مصادر عدة
    Ama olay robotun neyin yerini aldığı değil. TED لكن الأمر لايقتصر على ما الذي تحل الروبوتات مكانه.
    Şehre gelip sizi ziyaret etmeliydim Ama durum aynı değil. Open Subtitles يتسنى لي رؤيتكم يارفاق حين أزور اليابسة لكن الأمر مختلف
    Bunu, aslında, daha önce söylerdim ama, her şey çok ani oldu. Open Subtitles كُنت أود إخبارك بهذا سابقًا، لكن الأمر حدث فجأة
    Bir yanlışlık olduğunu düşündüler, ancak bu durum 3 ay boyunca sürdü TED واعتقدوا أن تلك كانت حالة شاذة، لكن الأمر تكرر لثلاثة شهور متتالية.
    Bu doğru. Ama iş bundan da derine gidiyor. TED وهذا صحيح. لكن الأمر يتعدى ذلك الى العمق.
    Ama daha önemlisi, bu araştırma insanlara, bu seçimleri yapmanın ne kadar zor olduğunu ve yasal düzenlemelerin, imkânsız seçimler ile çevrelendiğini hatırlatıyor. TED لكن الأمر الأهم، يساعد هذا التمرين الناس على التعرف على صعوبة اتخاذ هذه الاختيارات وأن أمام واضعي القوانين مهمة صعبة ذات اختيارات مستحيلة.
    Biliyorsun ben, uh... son çizdiğin için teşekkür ederim ama sorun şu ki yine yardımına ihtiyacım var. Open Subtitles أنت تعلم , أنا أردت أن أشكرك على تلك الرسمة لكن الأمر هو
    fakat konu o kadar da basit değildi. Çünkü ünitten taburcu olduğum zaman hiç bir işe yaramıyordum. TED لكن الأمر لم يكن بهذه البساطة. لأنه عند وقت خروجى من هذه الوحدة، لم أكن أصلح للعمل مطلقا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد