Sadece senin için şeytani planlarım var. Şarkımın berbat olduğunu söyledi. | Open Subtitles | فقط الشريرة منها لك أنت لقد قال بأن أغنيتي سيئة جداً |
Orman artık senin için güvenli olmadığından. Peşinde bir kaplan var. | Open Subtitles | .لأن الغابة لم تعد أمنة بالنسبة لك أنت مُطارَد بواسطة نمر |
Dünyada var olan tüm bu bilgiler muhtemelen yeterince etkili olmayabilir senin için yeterince kişiselleştirilemez. | TED | كل هذه المعرفة المثيرة في العالم قد لا تكون فعّالةً بما يكفي أو مخصّصةً بما يكفي لك أنت. |
senin için yaptıklarımdan sonra, böyle kötü olabiliyorsun. | Open Subtitles | أكاد لا أصدق , بعد كل ما فعلته لك أنت ناكر للجميل |
senin için yapabileceğim hiç bir şey yok. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | ليس هناك شيء باستطاعتي فعله لك, أنت تعلم ذلك |
Oh... Üzgünüm. Bu senin için miydi? | Open Subtitles | أنا آسف إنها لك أنت, هل هذا هو الحب الحقيقى ؟ |
Eminim senin için uygun bir kız, bir yerlerde, seni bekliyordur. | Open Subtitles | أَنا متأكدة أن هناك شخص ما مناسب لك أنت فقط |
Tipin senin için bir önemi var mı? Herkese yazıyorsun. | Open Subtitles | ومتى كان النوع محلّ إهتمام بالنسبة لك, أنت تحبّ جميع الأنواع |
Tam senin için, son ve en büyük kitabım Dünyadan Anneye Çocuğunuz Kendini Uzaylı Sanıyorsa Ne Yapmalısınız? | Open Subtitles | فقط لك أنت نسخة من الأفضل و الأروع أرض الأم, ماذا تفعلين عندما يعتقد طفلك بأنه فضائي |
Şahsen ben kadınlarımın böyle olmasını severim, ama patronun o olması, senin için zor olmalı. | Open Subtitles | أنا شخصيا أحب نسائي هكذا و لكن لك أنت, يبدو أنه من الصعب أن تكون هي المتحكمة |
Ben de sana senin için yapılmış dünyanın en güzel tatlısını getireyim. | Open Subtitles | اسمع، اجلس هنا وهاك أفضل حلوى على الإطلاق لك أنت |
Araç senin için dünyadaki en önemli şey sayılırdı. | Open Subtitles | تلك السيارة تعني كلّ شيء في العالم لك أنت |
Cumartesi günükü düğün için kendime özel bir şeyler bulabilirsem diye alış merkezine uğramaya karar vermiştim ve sanırım senin için de bir şeyler bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | لقد قررت أن أمر على السوق التجاري لأشتري لنفسي شيئا مميزا من أجل زواجكما وأظنني وجدت شيئا لك أنت أيضا |
ama senin için önemli olmadığından bizim ilişkimizi bozan bir şeye çevirdin. | Open Subtitles | لكن بما أنه غير مهم لك أنت تجعلين الأمر مثل إفعل هذا و إنتهى الامر لنا |
senin için söylemesi kolay, dünyanın en iyileri sende. | Open Subtitles | كل شيء صحيح لك أنت لديك الأفضل في العالم لتختار منهم |
...ancak senin için daha iyi olacağından şüpheliyim. | Open Subtitles | ولكن، أتعلم، أظن أنّه أفضل بالنسبة لك أنت أيضاً. |
-sana söyleyecek hiçbir şeyim yok -yalama olmuşsun-- çık dışarı beni görmek istiyorsan bekçiye bana mektup yazmasını söyle eğer başkasıysa sana ne olacağını söylemem senin için bir ders olabilir sadece bir dersten daha fazlasına ihtiyacın var | Open Subtitles | اخرج ، إلا إذا أردت أن ترى حاكم المدينة يكتب لى الخطاب لو صدر هذا الكلام من شخص آخر لأخبرتك بما سيحدث لك ، وربما يكون درساً لك أنت فقط من يحتاج إلى أكثر من درس |
Hep orada kalacak, sırf senin için. | Open Subtitles | وسوف يبقى هناك دائما، لك أنت فقط. |
Eğer yapmam gerekirse, bu sadece senin için olacak. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك ، سيكون لك أنت فقط |
Eğer yaparsam da, sadece senin için yaparım. | Open Subtitles | إذا عدت لذلك العمل ، فسيكون لك أنت فقط |