Süremizi aşmış durumdayız, çünkü çok geç kaldık. Film çekiminizin geri kalanında Size şans dileriz. | Open Subtitles | لقد تأخرت على موعد لى, اتمنى لك التوفيق فى الفيلم |
Size şans dilerim leydim. | Open Subtitles | حسناً, أتمنى لك التوفيق يا سيدتي |
Size şans dilerdim ama ihtiyacınız yok. | Open Subtitles | كنت سأتمنى لك التوفيق لكنك لست بحاجة له |
Şu Alman hakkındaki dedikoduyu duydum ve sana şans dilemek istedim. | Open Subtitles | لقد سمعت إشاعات ألمانيه أتمنى لك التوفيق |
Bugün için sana şans diledi mi bari? | Open Subtitles | هل تذكّر أن يتمنى لك التوفيق اليوم على الأقل؟ |
Tamam, işaretimi bekle iyi şanslar. | Open Subtitles | حسناً الٓان، انتظر إشارتي أتمنى لك التوفيق |
Artık şef sensin. Lionel'le iyi şanslar. | Open Subtitles | أنت المسئول الآن أتمنى لك التوفيق مع ليونيل |
Size şans diliyorum Senatör. | Open Subtitles | اتمنى لك التوفيق, سيناتور |
Yarın ki büyük günün için sana şans dilemek istediler. | Open Subtitles | لقد أرادوا أن يتمنوا لك التوفيق فحسب لـ يومك الكبير غداً |
Yarın için sana şans dilemek istedik baba. | Open Subtitles | أبي، نحن فقط أردنا أن نتمنى لك التوفيق غداً |
Bu yeni girişiminde sana şans dilemedim. | Open Subtitles | لم أتمن لك التوفيق في مشروعك الجديد. |
sana şans dilemeye geldim, dikkatli ol. | Open Subtitles | جئت لكي أتمنى لك التوفيق وكوني حذرة |
Bunu görmek istemezsin. Onun saati seni uyaracaktır. Bu arada göz damlasından nefret eder, iyi şanslar. | Open Subtitles | لن تود رؤية ذلك ساعتها مجهزة لتذكيرك بذلك وهي تكره ذلك لذا أتمنى لك التوفيق هل يعني هذا أنه حان وقت قطرتك؟ |
Her durumda da emin ellerdesiniz bu yüzden de iyi şanslar dilerim. | Open Subtitles | على أيّ حال، أنت بأيدي أمينة، أتمنى لك التوفيق |
Teşekkürler, oy vereceğim kişiyi zaten belirledim, ...sana bugün iyi şanslar. | Open Subtitles | فأنا أعرف مسبقا من اللذى سأصوت لأجلة ولكن أتمنى لك التوفيق اليوم. |
Ve sana iyi şanslar dilerim ama ben o yüzden buraya gelmedim. | Open Subtitles | بدى لي أنه أوقف علاجه وأتمنى لك التوفيق بهذا |