11 milyonun, hatta yarısının bile, küçük gruplar hâlinde infazı Dr. Meyer'ın söylediği sebepler yüzünden, aptalca olur. | Open Subtitles | ... سيكون أسينين، للأسباب التي ذكرها الدكتور ماير. |
Ama sandığın sebepler yüzünden değil. | Open Subtitles | و لكن ليس للأسباب التي تعتقدينها. |
Ama sandığın sebepler yüzünden değil. | Open Subtitles | و لكن ليس للأسباب التي تعتقدينها. |
Fakat şarkıda bahsi geçen nedenlerden ötürü değil. | Open Subtitles | ولكن ليس للأسباب التي في الأغنية.. |
Evet ama inandırılmaya çalıştığımız nedenlerden ötürü değil. | Open Subtitles | -نعم، ولكن ليس للأسباب التي تقودنا للتصديق |
Bu odadaki herkesin çok iyi bildiği sebeplerden dolayı yok oluyorlar. | TED | إنها تختفي للأسباب التي جميع داخل هذه الغرفة يعرفونها جيدا. |
Fakat insanların çoğunun düşündüğü sebeplerden dolayı değil. | Open Subtitles | ولكن ليس للأسباب التي يعتقدها معظم الناس |
Ama düşündüğün sebepler yüzünden değil. | Open Subtitles | لكن ليس للأسباب التي تظنّها. |
Memur Cofield'ın sizin öne sürdüğünüz sebeplerden dolayı sinirlendiğine tam ikna olmadım. | Open Subtitles | كوفيلد " كان غاضباً منك للأسباب " التي ذكرتها |
Eğer söylediğin sebeplerden dolayı Frank karısını öldürseydi öldürdüğü kişinin karısı olduğunu bilirdi. | Open Subtitles | إذا "فرانك" قتل زوجته للأسباب التي فصلتها للتو، سوف يملك المعرفة إذا كانت هي التي قتلها، |