Sonunda kapı çaldı sürünerek kapıya gittim ve böyle "Merhaba." dedi. | Open Subtitles | أخيرا طرق الباب ذهبت للباب زحفا وفتحته ثم قال لي مرحبا |
O zaman ön kapıya bakan kölenin lambaları yakması lazım. | Open Subtitles | في هذه الحاله العبد الملازم للباب الامامي مطلوب منه ان يضيء القناديل. |
Şimdi, diyelim ki, kapıya doğru gidiyor, kapıyı açıyor her ne görüyorsa bir tehlikeye benziyor. | Open Subtitles | افترض أنه ذهب للباب وفتحه ومهما رآه كان تهديد |
Kapıcı elektriklerin olmadığını söyleyince buraya geldim kapı zili de çalışmıyordu. | Open Subtitles | جئت للباب لأن البواب قال أن الكهرباء منقطعة والجرس لا يعمل. |
O, kapıyı açtığında, ben... | Open Subtitles | بعدها سنذهب لمنزلها وعندما تصل للباب,سوف اخبرها, |
Şimdi, mühendisliğin, yapay zekânın buna yaklaşımı kapının bütün özelliklerini tutan bir "kapı veritabanı" kurmaktır. | TED | الآن المنهج الهندسي لهذا, المنهج في الذكاء الإصطناعي لهذا هو أن تبني قاعدة بيانات للباب تحوي كل سمات الباب. |
Ama yine de birinci ekibe ön kapıdan giriş olanağı tanıyordu. | Open Subtitles | لكن مع ذلك تعطي الفريق الأول دخول مباشر للباب الأمامي، هنا |
Demek ki neymiş, ön kapıya koşmayıp, bekleyecekmişsiniz. | Open Subtitles | هذا يعني أن عليك أن تنتظر لا أن تركض للباب الأمامي |
En sonunda kapıya ulaşıyorum... ve kendimi üniversite sınavına giren bir sürü çocukla dolu bir odada buluyorum. | Open Subtitles | ولما أخيراً وصلت للباب فجأة لقيتني في قاعة مليانة عيال بتمتحن امتحان قبول الكليات |
Bunu yaptığımda arkana bile bakmadan hızlıca kapıya doğru yürü. | Open Subtitles | عندما افعل اذهب بسرعه للباب ولا تنظر للخلف |
Arka kapıya gidiyordum, ama arkadaşım önüme geçti. | Open Subtitles | كنت ذاهباً للباب الخلفي لكن صديقي سبقني إليه. |
Dikenli telden kapıya giden yolu bul; ama acele et. | Open Subtitles | , أوجد طريقا ً للسلك الحديدى ... لكى تصل للباب |
Dün gece sen onu getirdikten sonra, ben oradayken o adam kapıya vurmaya başladı Rose kapıyı açtı ve o içeri girdi. | Open Subtitles | عندما كنت متواجدة بعد أن عادت هناك شاب طرق الباب وذهبت للباب وقامت بفتحه ودخل هذا الشاب |
Ön kapıya en yakın kan lekesi , ve 9,5 numaralı ayakkabı izinin her ikisi de | Open Subtitles | بركة الدم الأقرب للباب الأمامي وطبعات الحذاء 9.5 |
kapıya gelir ve çalar kurban kendini güvende hisseder, çünkü kapıdakinin kadın olduğunu düşünür. | Open Subtitles | يصل للباب, يدق والضحية تشعر بالارتياح لأنها تظن انه امرآة |
Bir klinikte, uzak, ayrı bir bölgede, kapı tamponu olarak kullanılan bir santrifüj görmüştüm. | TED | في عيادة، في منطقة نائية، رأيت جهاز الطرد المركزي يُستخدم كحاجز للباب. |
Ön kapıyı kilitledim zaten. | Open Subtitles | لا يهم على كل حال لقد قمت بإغلاق الباب الأمامى يمكنك الذهاب للباب الخلفى |
Otel işletiyorum, tımarhane değil. kapının ve kilidin parasını kim ödeyecek? | Open Subtitles | انا ادير فندقا و ليس مستشفى للمجانين , من سيدفع ثمنا للباب و القفل ؟ |
Polis değil. Polisler hep ön kapıdan gelir. | Open Subtitles | ليس شرطياً,رجال الشرطة دائماً يأتون للباب الأمامي |
Ardından giriş kapısına yöneldim, ve artık içeri girmeye hazırdım. | Open Subtitles | ودرت حول المنزل للباب الأمامي, وكنت جاهزاً لركل الباب. |
Gördün mü? Bu kapıda da aynı. | Open Subtitles | وكذلك بالنسبة للباب كان بوسع أيّ شخص بهذه المنشأة |