Bazıları için, korkulan seçim şiddeti öncesinde, sadece mahalle dayanışması oluşturmaktı. | TED | وكان للبعض بمثابة بناء حي متماسك قبل الخوف من العنف الانتخابي. |
Görüyorsunuz, Bazıları için eğlenceli olan şey diğerlerine iğrenç gelebilir. | Open Subtitles | كما ترون ما يبدو مزحة للبعض قد يعتبره الآخرين تهجم |
Görüyorsunuz, Bazıları için eğlenceli olan şey diğerlerine iğrenç gelebilir. | Open Subtitles | كما ترون ما يبدو مزحة للبعض قد يعتبره الآخرين تهجم |
Bazı mahkumlara göre, Bay Restarick Whitstable Ernest'le iyi anlaşıyormuş. | Open Subtitles | طبقا للبعض من النزلاء سيد ريستاريك تكلم مع ويتسابل أيرنست |
Örneğin Bazı insanlar hız trenlerini sever, ama diğerleri korkunç bir mide bulantısı çeker. | TED | مثل كيف للبعض أن يحب الأفعوانيات ولكن غيرهم يعاني من شعور فظيع بالغثيان |
Bazılarına göre ben, Martin, boş bir kabuk, sebze, acımasız kelimeleri, kovulmayı ve hatta tacizi hak edendim. | TED | للبعض كنت أنا مارتن ، محارة فارغة ، نبات يستحق الكلمات القاسية والنبذ، وحتى الاعتداء. |
Kimileri için bu değişiklikler biraz aşırı görünebilir. | TED | قد تبدو هذه التغييرات للبعض قاسية جداً. |
ya da sadece bazılarımız için istediğimiz farklı özellikler mi seçeceğiz? | TED | أو ، سنقوم بشكل انتقائي باختيار المميزات التي نريدها للبعض منا و ليس للبعض الآخر ؟ |
Islah memurlarını iyi, tutukluları da kötü adam olarak görmek, Bazıları için çok kolayken Bazıları için ise çok zordur. Ama bundan fazlası var. | TED | من اليسير للبعض النظر لضباط السجون على أنهم أخيار والمساجين على أنهم سيئون، أو العكس للبعض، ولكن المسألة أكبر من ذلك. |
Bazıları için kimyasal androstenon vanilla gibi kokarken diğerleri için ağır idrar gibi kokar. Bu talihsiz bir durumdur; çünkü androstenon genellikle domuz eti gibi lezzetli yemeklerde bulunur. | TED | بالنسبة إلى بعض الناس الروائح الكيميائية المحفزة تبدو كالفانيليا أما للبعض الآخر فهي تبدو كالبول والعرق وهذا أمر مؤسف لأن هذه الروائح توجد عادة في أشياء لذيذة كلحم الخنزير. |
Bazıları için bu, dünyaya terörist olmadıklarını söylemekti. | TED | فمثّلت للبعض رسالة للعالم أنهم ليسوا إرهابيين. |
Ortaya çıkan bir model aşikardı ve sanırım Bazıları için de şaşırtıcıydı. | TED | حسنًا، النمط الذي ظهر كان واضحًا، وأعتقد أنه كان مفاجِئًا بالنسبة للبعض. |
Telefonu karıları açarsa, Bazıları bana kızar. | Open Subtitles | أسبب للبعض الإزعاج، عندما تجيب زوجاتهم على الهاتف |
Bazıları için ilk. Diğerleri için, bir yıl daha. | Open Subtitles | بالنسبة للبعض أول سنة وللبعض الآخر سنة أخرى |
Bazıları için bitiş düdüğü çoktan çaldı | Open Subtitles | يبدو الجرس للبعض قد رن فعلا وهم يستسلمون. |
19. yy'da bu Bazı insanlar için açık ve netti; kabloların ve elektriğin devrimi yeni bir yolculuğa başlıyordu. | TED | قد يبدو الأمر واضحاً للبعض في القرن 19؛ ثورة الأسلاك و الكهرباء كانت لا تزال قيد البناء. |
Bence Bazı insanlar için odak noktası bilim olmayacak. | TED | إذ أعتقد أنه وبالنسبة للبعض لن يكون الأمر متعلقاً بالعلم. |
Bir şeylerin neden Bazı insanlara karışık geldiğini anlayabiliyorum. | TED | لذلك يمكنني فهم لماذا قد تكون الأمور محيرة للبعض. |
Ayrıca Bazılarına göre iklim krizinde çocuklar hakkındaki bu tartışma başka bir gezegenden gibi görünebilir. | TED | ويعد هذا النقاش عن الأطفال والأزمة المناخية بالنسبة للبعض كما لو إنه جاء من كوكب آخر |
Kimileri nihayete ermeye ramak kalan bu işi asilâne tasavvur edebilir. | Open Subtitles | رُبما يُخيّل للبعض أنَّ ما لدينا هنا مهمة نبيلة |
Belki de bazılarımız için silahları bırakma zamanı geldi. | TED | وربما بالنسبة للبعض منّا، فقد حان الوقت لوضع أسلاحتنا أرضًا. |
Peki, Bazılarınız için bu gerçekten, gerçekten de uçuk kaçık olabilir. | TED | حسنا، للبعض منكم، هذا ربما يكون حقيقة، فعلا في مكان آخر. |
Kimilerine bu ilk bakışta olur ve sonrası malum kader büyüsünü yapar. | Open Subtitles | للبعض يحدث من النظرة الأولى وعندها فأنكم تعرفون دائما ماسيحدث وهذا هو سحر الحب |
Mugabe'nin kafasına sıkılan kurşun bazılarının canını sıkmış olabilir fakat o suikast için emir veren kişi, bu kurumdan birisi değil. | Open Subtitles | هناك رصاصة في راس موغابي قد تكون مرغوبة بالنسبة للبعض لكن الامر باغتياله لم يصدر من هذا المكتب |