Belki de sizinle tek kızını becermeniz hakkında konuşmaya geldi. | Open Subtitles | ربما أتى للتحدّث إليك بشأن إقامتكَ علاقة مع ابنته الوحيدة |
Buna başladım da. Ama dün geceyle ilgili konuşmaya başladığımızda bunu yapamadım. Sonra avukatlar ve Roger Lloyd geldi. | Open Subtitles | لقد بدأت لكن عندما جاء الوقت للتحدّث عن ليلة أمس لم أستطيع فعلها |
Kapıyı çaldığında biz de Oliver'ın nihayet konuşmak için hazır olduğunu sandık. | Open Subtitles | عندما طرقتَ على الباب ظننا أنه أوليفر وأنه أصبح مستعداً أخيراً للتحدّث |
Ne zaman döneceğini biliyor musunuz? Onunla gerçekten konuşmam gerek. | Open Subtitles | هل تعلم متى سوف تعود، أحتاج حقًّا للتحدّث معها ؟ |
Sanırım evde olanlar hakkında konuşmamız gerek. Hayır, gerekmiyor. | Open Subtitles | أعتقد أننا بحاجة للتحدّث حول ما حدث هناك في المنزل |
- Sakin ol. Annemle konuşacağım. Beni kandırmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | حسنٌ، سأرافقكِ للتحدّث مع أمي ولستِ مُضطرّة لخداعي مُجدداً، حسنٌ؟ |
Tepmedim. Seninle konuşmaya ilk kez fırsatım oluyor. | Open Subtitles | لم أفسد الأمر هذه أوّل فرصة سانحة لي للتحدّث |
Ama sen buraya Zebra'lar hakkında konuşmaya gelmedin. | Open Subtitles | لكنّك لم تأتي إلى هنا للتحدّث حول الحمير الوحشيّة |
Bak, seninle konuşmak istediğin her konuda konuşmaya hazırım, | Open Subtitles | اسمع , أنا على استعداد للتحدّث إليكَ بشأن أيّ موضوع تريده |
Bilirsiniz, insanların her türlü konuda konuşmak için bir araya geldikleri yerler. | Open Subtitles | تعرف، حيث ناس يجتمعون للتحدّث عن مهما هم إلى. الحقّ. |
Çok ilginç biri ve ben de onunla konuşmak için bir fırsat kolluyordum. | Open Subtitles | إنه حقاً مثير للإهتمام, و كنت أبحث عن عذر للتحدّث إليه. |
Bence konuşmak dışa vurmaktan daha fazla işinize yarar. | Open Subtitles | وهو أكثر إلى فائدتك للتحدّث عنه من الفعل خارج. |
Ama konuşmaktan bahsetmişken, dükkânını kapatmadan önce gidip şu rehinci adamla konuşmam gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | لكن بمناسبة الحديث، إنني ذاهبة للتحدّث مع صاحب المحل قبل أن يُغلق محلّه، حسناً؟ أيمكننا الحديث لاحقاً؟ |
Bir cinayet soruşturması ile ilgili derhal onunla konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | أنا بحاجة للتحدّث معها الآن فيما يتعلق بالتحقيق في جريمة قتل |
Güzel, çünkü konuşmamız gereken başka bir şey daha var. | Open Subtitles | جيّد، لأنّ هناك ثمّة أمر آخر بحاجة للتحدّث عنه |
Bu on ajanı toplasınlar 2 saat içinde onlarla konuşacağım. | Open Subtitles | اجعلهم يجمعون هؤلاء العشر عُملاء، وسأذهب للتحدّث إليهم بعد ساعتين. |
Mükemmel. Gidip konuşalım, ne dersin? | Open Subtitles | ممتاز دعينا نذهب للتحدّث معه، هلا ذهبنا؟ |
Bu yüzden bu konuşma şansını bulabildiğimiz için çok sevindim. | Open Subtitles | ولذلك أنا سعيدٌ جداً بأن أُتيحت لنا هذه الفرصة للتحدّث |
Böylece her günün sonunda eve geldiğimizde diğer çiftler gibi konuşacak bir şeylerimiz olur. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، عندما نرجع للبيت في نهاية كلّ يومٍ سيكون لدينا شيء للتحدّث حياله كالأحبّاء العاديين. |
O zaman en iyisi gidip ben konuşayım. | Open Subtitles | حسناً، من الأفضل أن أذهب للتحدّث إليهم على الفور. |
Onunla konuşmalıyım. Bana, aleyhinde kullanabileceğim bir şey söyle. | Open Subtitles | عليّ الذهاب للتحدّث معها، وعليك إعطائي شيئًا يمكنني الاستفادة منه. |
Gidip Isabella'yla tekrar konuş. - Gerçekte ne konuşmuşlar öğren. | Open Subtitles | إذهبي للتحدّث إلى (إيزابيلا) مجدداً، وأعرفي ما تحدّثتا عنه حقاً |
Ladriya ve sen, gidip, Hanka CEO'su Bay Cutter ile konuşun. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}(اذهب أنت و(لادريا) للتحدّث مع السيد (كوتر "المدير التنفيذي لـ"هانكا |
Bir adamı astığınız zaman, genellikle konuşması için fırsat verilir. | Open Subtitles | حينما تقوم بشنق أحدهم، تكون لديه الفرصة للتحدّث.. |
Film şeritlerinin kopyalarını çıkartmak için görsel işitsel bölümünden birileriyle konuşman gerekiyor. | Open Subtitles | ستحتاجين للتحدّث إلى شخص ما في القسم السمعي البصري لتنسخي الفيلم. |
Söyleyecek ilginç bir şeyin olduğunda konuşurum. Peki. | Open Subtitles | سأخاطبكِ حين يكون لديكِ شيء مهم للتحدّث عنه |