NATO'nun kontrol amaçlı bir çok savaş oyunu var, insanlar iyi eğitildi mi? | TED | يقوم الناتو بـالكثير من المناورات الحربية للتحقق ما إذا كان جنودهم مدربين جيداً؟ |
Ancak Hedge'in her bir hücreyi kontrol etmesi çok zaman alır. | TED | ولكن سيأخذ هيدج وقتًا طويلًا للتحقق من كل خليةٍ على حدا. |
Hey, geniş bir gübre yığınını kontrol etmeye mi gidiyorsunuz? | Open Subtitles | يا رفاق ، هل ستهبون للتحقق من كومة سماد كبيرة؟ |
Antene bakacağım. Belki devrilmiştir lanet şey. | Open Subtitles | ذاهب للتحقق من الأريل ربما الرياح أسقطته |
Dengesiz trityumu güvenle saklayabilecekleri tüm yerleri talimatlara uyarak kontrol etmek için sirk suçluları adına bir arama bülteni çıkaracağım. | Open Subtitles | سأعلم الجميع بشأن هذه المستجدات حول مجرمي السيرك مع تعليمات للتحقق من كل الأماكن الممكنة أن يحفظوا فيها التريتيوم بأمان |
Onlara hiç bir davetiye yollamadılar, ve tarihi kontrol etmek için hiç bir websitesi yoktu. | TED | لم يرسلوا أي دعوات، ولم يكن هناك موقع للتحقق من التاريخ. |
İyi, onu hissedebiliyorum. Şu an iyi. Onu kontrol etmem gerekmiyor. | TED | انا اشعر بوجوده الآن في جيبي .. انه على ما يرام لا حاجة لي للتحقق من ذلك |
Yapmamız gereken şey tüm süreci başından sonuna kontrol etmek. | Open Subtitles | إن الشيء الذي يجب القيام به هو للتحقق هذا الخط تماما من نهاية واحدة إلى أخرى. |
Dolaylı kontrol etmek amacıyla başka testler de yaptım. | Open Subtitles | لقد أجريت العديد من الأختبارات الأخرى للتحقق |
Pentagon herhalde biz hazırmıyız, onu kontrol ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أن البنتاجون أعطانا تدريباً للتحقق من إستعدادنا |
Pentagon herhalde biz hazır mıyız, onu kontrol ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أن البنتاجون أعطانا تدريباً للتحقق من إستعدادنا |
kontrol ettim. Bir damla bile yağ kalmamış. | Open Subtitles | لقد استبقتَ الأوان للتحقق من الوقود فلا وجود لنقصٍ فيه |
Muhemel çete hesaplaşması. kontrol edebilir misiniz? | Open Subtitles | إحتمال تورط عصابة هل أنت متاح للتحقق من ذلك؟ |
İzi sana email atarsam, FBI ve CIA verilerinden kontrol etmen ne kadar vaktini alır? | Open Subtitles | للتحقق منها على قاعدة بيانات المباحث الفيدرالية و المخابرات المركزية؟ |
Başkanın isteği üzerine Vietnam'da başka Braddock'un olup olmadığını kontrol edeceksin. | Open Subtitles | انت الآن في سايجون بناء على طلب من الرئيس للتحقق من وجود اسرى حرب آخرين مثلك في فيتنام |
Kutu için herhangi bir teklif var mı diye bakacağım. | Open Subtitles | احتاج للتحقق لأرى ان كان هنالك أي مزايدات على هذا الصندوق |
Nöbetçi, acı çığlıklarımı duyup ne olduğuna bakmaya gelse. | Open Subtitles | ,يستجيب الحارس لندائي فيأتي للتحقق من الأمر |
Çarşamba günü kalite kontrole gittiğimde.. | Open Subtitles | عندما ذهبت يوم الأربعاء للتحقق من الجودة |
Ben çıkıp... Ben dışarı çıkıp bir bakayım. | Open Subtitles | أنا تواً سَأَخْرجُ للتحقق أَنا فَقَطْ سأتحقق بالخارج |
Pulsar yıldızlarını incelemek ve bahsettiğin aslan kafasını aramak için bir yıldız üssü yolladık. | Open Subtitles | لقد أرسلوا مركبة أم للتحقق من الترددات ويبحثون عن أسدك هذا |
Ben onu araştıracağım. Benimle gelmek ister misin? | Open Subtitles | سأذهب للتحقق من أمره، هل تريدين القدوم معي؟ |
Arama bültenini kontrol edeyim, bakalım kamyoneti bulunmuş mu. | Open Subtitles | سأذهب للتحقق من البلاغ لأرى إن كان هناك أي تطابق بخصوص السيارة. |
Lon, ben yangına göz atmaya gidiyorum. | Open Subtitles | خط الطول، وأنا ستعمل تذهب للتحقق من النار. |
Çantana bakmamız gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | نحتاج للتحقق من حقيبة ظهرك، حسناً؟ |
Gecikme için özür dilemekle birlikte, bazılarınızın fark etmiş olacağı gibi bize sunulmuş olan iki şişenin gerçekliğini doğrulamak için sezyum testi yapmamız gerekti. | Open Subtitles | نعتذر عن التأخير ولكن كما تعلمون كان علينا إجراء اختبار السيزيوم للتحقق من صحة |
Hadi, yavrulardan gözümüzde şüpheli duruma düşmüş olanları alalım, sonra da hemen, bunu araştırmak için koridorun sonundaki odaya gidelim. | Open Subtitles | دعونا نلقي الشباب لدينا شكوك حول وانتقل على الفور إلى الغرفة الأخيرة للتحقق من ذلك. |
Bunun doğruluğunu ispatlamak için çeşitli yollarımız olduğunu biliyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | تعلم أن لدينا عدة وسائل للتحقق من ذلك؟ |