Sayın Vali bizim mübarek Parabolanilerimiz az önce yük hayvanı dedikleri kendilerini aslında sakatlara, hastalara, lepralılara bir şeyler taşımaya adamışlarladır... | Open Subtitles | أيّها الوالي، رهابنتنا المباركون، الذين وصفهم للتّو |
Hedefin Gallery Place İstasyonu'ndan ayrıldığı raporu az önce verildi. | Open Subtitles | أخطرَتْنا القيادة أنّ الهدفَ خرجَ للتّو عند محطّة "غالري بليس" |
az önce ayrılan şu çift. 50 dolar hesap, 1 dolar 47 sent de bahşiş. | Open Subtitles | هؤلاء الزوجان اللذان رحلا للتّو أعطوني شيك بـ50 دولار وبقشيش دولار و47 سنت |
Jay, az önce olanları sonra konuşalım mı? - Olur. | Open Subtitles | جاي ، هل أستطيع التحدث معك لاحقا حول ما حدث للتّو ؟ |
Hiç. Sayın Başkan, lütfen arama operasyonunun daha yeni başladığını göz önünde bulundurun. | Open Subtitles | أرجو أن تأخذَ بعين الاعتبار يا فخامةَ الرئيس أنّ عمليّة البحث هذه قد بدأت للتّو. |
Asla gitmemen gereken tek yer olduğunu söyledin az önce. | Open Subtitles | لقد قلتَ للتّو أنّه المكان الوحيد الذي ينبغي ألاّ تذهب إليه أبداً |
İçim pişmanlık ve az önce yediğim patates ile dolu. | Open Subtitles | إنّي ممتلئة بالنّدم وتلك البطاطس المقليّة التي أكلتها للتّو. |
Onu az önce diğer tarafta giderken gördüm. | Open Subtitles | للتّو قد رأيته مُتّجهًا في الناحية الأخرى. |
Düşündüm ki, güvenlik kontrolü yaptığım zaman, az önce buraya kurduğum lazer korumasının üstüne bunları üfleyebiliriz. | Open Subtitles | لذا اعتقد انه يمكننا النفخ على هذه عندما أقوم بفحص أمني على سياج الليزر الذي نصّبتُه للتّو هنا |
az önce burada göz yaşları içinde bir adam vardı, ama kefaletini iptal etmek zorunda kaldım çünkü çocuğunun doğum günü partisine gitmişti. | Open Subtitles | كان هنا رجل للتّو باكياً ولكنني إضطررت لإبطال كفالته لأن ذَهبَ إلى عيدِ ميلاد طفلِه |
az önce Grand caddesinde harabeye dönmüş bir kamyonet bulunmuş. | Open Subtitles | لقد وُجدت شاحنة للتّو محطّمة في الشارع الكبير |
Sayın Başkan az önce Hindistan Başbakanı askeri birliklerini Kaşmir sınırından resmi olarak çektiklerini söyledi. | Open Subtitles | سيدي الرئيس للتّو تلقّيت وعدا رسميا من رئيس الوزراء الهندي بأنّ قواتهم العسكرية ستتراجع من الحدود مع كشمير |
Bay Bence az önce dediğine göre polis buraya gelmiş. | Open Subtitles | السيد بينس، كان يخبرني للتّو أن الشرطة كانت هنا |
Daha az önce bilimkurgunun kurgu olmadığını öğrendim. | Open Subtitles | عرفت للتّو أنّ الخيال العلمي ليس خيالاً |
az önce onu kıstırdım. | Open Subtitles | ياله من ملاك! لقد وضعته في الفراش للتّو. |
Bir arkadaşımın hizmetçisi ve kapıcısı az önce nişanlandı da. | Open Subtitles | مدبرة منزل صديق وبوّابنا خطبا للتّو |
Delice geleceğini biliyorum ama az önce bir kadın gözümün önünde kayboldu. | Open Subtitles | "أعرف أنّ كلامي يبدو جنونياً، لكنّي رأيت للتّو امرأة تتبخّر أمامي" |
Delice geleceğini biliyorum ama az önce bir kadın gözümün önünde kayboldu. | Open Subtitles | "أعرف أنّ كلامي سيبدو جنونياً، لكنّي رأيت للتّو امرأة تتبخّر أمامي" |
Gyeongseong'a daha yeni geldiğini işittim. | Open Subtitles | هناك أنباء بأنها وصلت للتّو إلى جيونغسيونغ. |
Onun paketine Daha şimdi baktım, şimdi de seninki mi? | Open Subtitles | لقد نضرت للتّو الى حقيبته والأن الى حقيبتكِ |
Bİraz önce Mille Collines kamyonlarıyla geldi. | Open Subtitles | إنّهم وصلوا للتّو على الشاحنات من ميل كولين |