devrim ve silahlardan bahseden bir kalabalığın ortasındaydım | Open Subtitles | لقد كنت بين الجماعة أهتف للثورة والتسلح. |
devrim karşıtı olası bir komployu önlemek için. | Open Subtitles | هو تسليم البنادق لجميع العسكريين.. لمنع مؤامرة مضادة للثورة |
Bu sene Almanya, Doğu Almanya'daki barışçıl devrimin 25. yıl dönümünü kutluyor. | TED | في هذا العام، تحتفل ألمانيا بالذكرى الـ25 للثورة السلمية في ألمانيا الشرقية. |
O adamın, boğa hayası gibi hayaları vardı. Devrime, büyük bir haydut olarak girdi. | Open Subtitles | هذا الرجل كان لديه جرأة عظيمة كالثور فذهب للثورة كقاطع طريق عظيم |
Her an birisinin kendi yerini alabileceği bir saray devrimi için tetikte olmalılar. | Open Subtitles | يجب أن يكُنّ مُستعدّات للثورة التى قد تندلِع فى أى وقت فى القصر. |
devrimci romantizm için oldukça can sıkıcı sorunlar; çalışmak, üretmek, dağıtmak, savaş sonrası yorgunluğu atlatmak güç ve imtiyazın ayartıcılığı. | Open Subtitles | بالأحرى مشاكل مملة للثورة الرومانسية للعمل، للإنتاج، للتوزيع للنهوض بعد إرهاق الحرب |
Kızıl Khmerler adeta demirden yapılmış birer devrim işçileri istedi. | Open Subtitles | الخمير الحمر يريدون شعباً مصنوعاً من حديد ليكون أداة نقية للثورة |
Devrime ve devrim ordusuna 9 yaşındayken katılmış. | Open Subtitles | انتسب للثورة وجيش الثورة في التاسعة من عمره |
Ya muhbirim olarak ya da devrim Muhafızları'na ihanet etmiş biri olarak. | Open Subtitles | إما كعميل لي أو كخائن للثورة هل كانت هذه هي الخطة من البداية؟ |
Eğer devrim için bir sembol istiyorsanız onu bu konuda eğitemezsiniz. | Open Subtitles | أنتم تريدون رمز للثورة ولا يمكن تدريبها على ذلك |
Televizyona çıkacaksın ve bizim büyük insanlarımıza nasıl yalan söylediğini devrim karşıtı unsurları ecnebi ajanlarla beraber nasıl ortaya koyduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | ستخرج على التلفاز وستعترف بكذبك على شعبنا .. وكيف قمت بالتجهييز للثورة |
devrim için tek yol onları yakıp kül etmek. | Open Subtitles | الفرصة الوحيدة لنجاح للثورة هي القضاء عليهم كليّاً |
Dört arkadaşımızın başlattığı devrimin istenmeyen sonucu budur. | TED | وهذه هي النتيجة الغير مقصودة للثورة التي بدأت بمساهمات أصدقائنا الأربعة. |
Pétion, cumhuriyetini ABD’den modelleyerek devrimin demokratik köklerine sadık kalmaya çalıştı. | TED | حاول بيتيون أن يبقى وفيًا للجذور الديمقراطية للثورة من خلال محاكاة جمهوريته للنظام في الولايات المتحدة. |
Bu kızlarla ilgili asıl ilginç olan şey, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde yayılan bir sosyal devrimin de göstergesi olarak, evlenmemiş olmalarıdır. | TED | والشيء المدهش عنهن انهن علامة فارقة للثورة الاجتماعية التي تحدث في العالم النامي اذ ان هذه الفتيات لسن متزوجات |
Topraklarımıza geri gelmesine izin vererek Devrime karşı gelip, nezaket gösterdik. | Open Subtitles | لقد قمنا بمُجاملة للثورة المُعادية بالسماح له بالعودة على أرضنا. |
Fakat fark edemedikleri şey bilimsel bir devrimi başlatacak olmalarıydı. | Open Subtitles | ولكن ما لم يدركوا أنهم سيطلقون العنان أيضا للثورة العلمية. |
Bugün, kapsamı ve ölçeği Sanayi devrimi ile kıyaslanabilecek bir ekonomik dönüşümün görüldüğü bir çağdan geçiyoruz. | TED | اليوم ، نحن نعيش خلال عصر التحول الاقتصادي المماثل في حجمه و نطاقه للثورة الصناعية. |
Sen kazanmaya başladığın ilk sentten bu yana, ...bir devrimci oldun. | Open Subtitles | منذ أول بنس تبرعت به للثورة أصبحت ثورياً |
Tabii bu küçük kırmızı çiçek Suriye devriminin sembolü. | TED | بالطبع، هذه الوردة الحمراء هي رمز للثورة السورية. |
Söyledikleri, devrimle pek ilgili olmayan özel şeyler. | Open Subtitles | لقد قال بأن ذلك هو أمرٌ شخصي و هو كذلك أمرٌ ثانوي بالنسبة للثورة |
Çalkantı zamanlarından önce üç kez New Jersey, America'yı ziyaret etmişsin. | Open Subtitles | ثلاث مرات قمت فيها بزيارة نيوجيرسي كلّها كانت في الليلة السابقة للثورة |