ويكيبيديا

    "للجدل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tartışmalı
        
    • tartışma
        
    • ihtilaflı
        
    • tartışılan
        
    • tartışmalara
        
    • tartışmaya
        
    • tartışılır
        
    • tartışılacak
        
    • çekişmeli
        
    • tartışmalıydı
        
    O zamanlar tartışmalı olmasına ve hâlâ tartışmalı kalmasına rağmen Cage'in görüşü, gerçek sessizlik diye bir şeyin olmadığını yönünde. TED ومثير للجدل رغم كونه كذلك، وحتى مثيرا للجدل مع أنه لازال موجودا، هدف كايج هو أنه لا يوجد صمت بالفعل.
    tartışmalı bir dava sonrasında beraat eden James Van Hopper, kuzey metro hatttında... Open Subtitles المنطقة السكينة بالقطاع الشمالي حيث بُرأ جيمس فان هوبر بعد محاكمة مثيرة للجدل
    Kısa sürede Victoria döneminin en tartışmalı kitaplarından biri oldu. Open Subtitles و أصبح سريعاً أكثر الكتب إثارة للجدل في العصر الڤيكتوري
    Yitirdiğimiz demokratik tartışma sanatını geri kazanmalıyız. TED نحن بحوجة لإعادة إكتشاف الفن المفقود للجدل الديموقراطي.
    Bu oldukça ihtilaflı bir konu çünkü bazı yerlerde kötü bir şekilde yapıldı insanlar taşındıkları yerlerden zorla tahliye edildi. Open Subtitles إنه أمر مثير للجدل حقًا لأنه نُفذ في بعض المواقع بغير وجه حق حيث أُكره الناس على الرحيل من بيوتهم
    Seks hakkında, açık ve net, tartışmalı olmasına rağmen hem de. Open Subtitles على الرغم من أنّه حول الجنس، يظل صريح جنسياً، ومثير للجدل
    Ama bu konu tartışmalı ve şüpheli olmuştur çünkü sosyal adalet için çalışmanın aslında ne olduğu hakkında konuşmayı bıraktık. TED لكنها أصبحت مثيرة للجدل ومبهمة، لأننا توقفنا عن الكلام عما يبدو عليه العمل في العدالة الاجتماعية.
    Ve daha tartışmalı olanı, katranlı kum da buna dahil. TED وبصورة مثيرة للجدل.. سوف يتم التوجه الى الرمال النفطية
    Ama ne yazık ki, bu konu inanılmaz şekilde tartışmalı hâle geldi. TED ولكن , مع الاسف انه اصبح مثير للجدل بشكل لا يصدق
    Ve kozmos'un geniş plandaki bu tablosu cezbedici ama oldukça da tartışmalı ve en gelişmiş gözlemlerimiz ve teorilerimiz bizi bu tabloyu ciddi ciddi düşünmeye sevk ediyor. TED وهذه هي الصورة القاهرة المثيرة للجدل للاكوان الاوسع المتطورة عن الرصد و االنظرية قد قادتنا الى اعتبار خطير
    Yine de dünyanın ve dünyamızın karşılaştığı sorunların karmaşık, tartışmalı ve sürekli değişken olduğunu görmeye beni teşvik etti. TED ورغم ذلك، فقد شجعتني لأرى العالم والمشاكل التي يواجهها كمشاكل معقدة ومثيرة للجدل ودائمة التغير.
    Bilim insanları, uygunsuz konuları da tartışmalı konuları da özgürce keşfetmeli. TED يجب أن يكون علماؤنا أحرارًا لاستكشاف مواضيع غير تقليدية أو مثيرة للجدل.
    Bir örnek vermek istiyorum, piyasa mekanizmasının tartışmalı bir kullanımından, bir nakit teşviki, ve bu konuda ne düşündüğünüzü görmek istiyorum. TED أرغب في ضرب مثال لاستخدام مثير للجدل لآليات السوق، حافز نقدي، ولنرى ما رأيك حوله.
    Bence cevap oldukça basit ve dolayısıyla kaba ve tartışmalı. TED أعتقد أن الجواب بسيط جدا و هو بالتالي حاد ومثير للجدل.
    bu dizaynın en büyük ve en tartışmalı unsuru tabii ki de tuvaletlerdi. TED أصبحت الآن أكبر وأكثر العناصر المثيرة للجدل بالنسبة للتصميم، طبعًا دورات المياه.
    Neden tartışma konusu bu kadar kısa biçimde. Open Subtitles لِمَ مثل هذا الموضوع المثير للجدل في فيلم قصير؟
    Ve ihtilaflı bir konu baş gösterdiğinde hatalar başlar; çoğu zaman da bunun acısını kendilerine bakmakla yükümlü olduğumuz insanlar çeker. Open Subtitles عندما يضربها موضوع مثير للجدل يمكن أن تنهار وأكثر من يتضرر من هذا
    Yani, eğer tartışılan bir projeniz varsa, plastik sandalyeler düşünebilirsiniz. TED لذا ان امتلكت مشروع كبير مثير للجدل فكّر بمقاعد الحدائق
    Hayır, kavga etme. Güzel şeyler başta hep tartışmalara sebep olur. Open Subtitles لا تتعاركا ، كل الفنون العظيمة مثيرة للجدل في البداية
    Simone, aradan önce tartışmaya açık bir fikir ileri sürmüştün. Open Subtitles سيمون قبل الاستراحة كان لك موقف مثير للجدل الى حد ما
    Şehirde ki en iyi müzikal olduğu tartışılır. Open Subtitles أفضل فيلم موسيقي في المدينة بشكل قابل للجدل.
    Beau, bu yarış çok tartışılacak gibi. Open Subtitles أليس كذلك ؟ بـــو ،، هل ترى أن الفوز لابُد و أن يوصَف بأنه مثير للجدل ؟
    Konferanslarımızın hepsi merkezlerinde, o alandaki en büyük ve çekişmeli fikirlerle ilgili bir münazara barındırabilir. TED ويكون لكل مؤتمراتنا، في محاورها الرئيسة، نقاشاً حول القضايا الكبرى، والأكثر إثارةً للجدل.
    Bu gerçekten tartışmalıydı ve bazı insanlar benim deli olduğumu düşündü. Araştırma için fon bulmakta çok zorlandım TED ولكن، كان ذلك مثيرًا للجدل حقًا، واعتقد بعض الناس أنني مجنونة، وواجهتُ أوقاتًا صعبة في الحصول على تمويل للأبحاث.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد