O zamanlar tartışmalı olmasına ve hâlâ tartışmalı kalmasına rağmen Cage'in görüşü, gerçek sessizlik diye bir şeyin olmadığını yönünde. | TED | ومثير للجدل رغم كونه كذلك، وحتى مثيرا للجدل مع أنه لازال موجودا، هدف كايج هو أنه لا يوجد صمت بالفعل. |
tartışmalı bir dava sonrasında beraat eden James Van Hopper, kuzey metro hatttında... | Open Subtitles | المنطقة السكينة بالقطاع الشمالي حيث بُرأ جيمس فان هوبر بعد محاكمة مثيرة للجدل |
Kısa sürede Victoria döneminin en tartışmalı kitaplarından biri oldu. | Open Subtitles | و أصبح سريعاً أكثر الكتب إثارة للجدل في العصر الڤيكتوري |
Yitirdiğimiz demokratik tartışma sanatını geri kazanmalıyız. | TED | نحن بحوجة لإعادة إكتشاف الفن المفقود للجدل الديموقراطي. |
Bu oldukça ihtilaflı bir konu çünkü bazı yerlerde kötü bir şekilde yapıldı insanlar taşındıkları yerlerden zorla tahliye edildi. | Open Subtitles | إنه أمر مثير للجدل حقًا لأنه نُفذ في بعض المواقع بغير وجه حق حيث أُكره الناس على الرحيل من بيوتهم |
Seks hakkında, açık ve net, tartışmalı olmasına rağmen hem de. | Open Subtitles | على الرغم من أنّه حول الجنس، يظل صريح جنسياً، ومثير للجدل |
Ama bu konu tartışmalı ve şüpheli olmuştur çünkü sosyal adalet için çalışmanın aslında ne olduğu hakkında konuşmayı bıraktık. | TED | لكنها أصبحت مثيرة للجدل ومبهمة، لأننا توقفنا عن الكلام عما يبدو عليه العمل في العدالة الاجتماعية. |
Ve daha tartışmalı olanı, katranlı kum da buna dahil. | TED | وبصورة مثيرة للجدل.. سوف يتم التوجه الى الرمال النفطية |
Ama ne yazık ki, bu konu inanılmaz şekilde tartışmalı hâle geldi. | TED | ولكن , مع الاسف انه اصبح مثير للجدل بشكل لا يصدق |
Ve kozmos'un geniş plandaki bu tablosu cezbedici ama oldukça da tartışmalı ve en gelişmiş gözlemlerimiz ve teorilerimiz bizi bu tabloyu ciddi ciddi düşünmeye sevk ediyor. | TED | وهذه هي الصورة القاهرة المثيرة للجدل للاكوان الاوسع المتطورة عن الرصد و االنظرية قد قادتنا الى اعتبار خطير |
Yine de dünyanın ve dünyamızın karşılaştığı sorunların karmaşık, tartışmalı ve sürekli değişken olduğunu görmeye beni teşvik etti. | TED | ورغم ذلك، فقد شجعتني لأرى العالم والمشاكل التي يواجهها كمشاكل معقدة ومثيرة للجدل ودائمة التغير. |
Bilim insanları, uygunsuz konuları da tartışmalı konuları da özgürce keşfetmeli. | TED | يجب أن يكون علماؤنا أحرارًا لاستكشاف مواضيع غير تقليدية أو مثيرة للجدل. |
Bir örnek vermek istiyorum, piyasa mekanizmasının tartışmalı bir kullanımından, bir nakit teşviki, ve bu konuda ne düşündüğünüzü görmek istiyorum. | TED | أرغب في ضرب مثال لاستخدام مثير للجدل لآليات السوق، حافز نقدي، ولنرى ما رأيك حوله. |
Bence cevap oldukça basit ve dolayısıyla kaba ve tartışmalı. | TED | أعتقد أن الجواب بسيط جدا و هو بالتالي حاد ومثير للجدل. |
bu dizaynın en büyük ve en tartışmalı unsuru tabii ki de tuvaletlerdi. | TED | أصبحت الآن أكبر وأكثر العناصر المثيرة للجدل بالنسبة للتصميم، طبعًا دورات المياه. |
Neden tartışma konusu bu kadar kısa biçimde. | Open Subtitles | لِمَ مثل هذا الموضوع المثير للجدل في فيلم قصير؟ |
Ve ihtilaflı bir konu baş gösterdiğinde hatalar başlar; çoğu zaman da bunun acısını kendilerine bakmakla yükümlü olduğumuz insanlar çeker. | Open Subtitles | عندما يضربها موضوع مثير للجدل يمكن أن تنهار وأكثر من يتضرر من هذا |
Yani, eğer tartışılan bir projeniz varsa, plastik sandalyeler düşünebilirsiniz. | TED | لذا ان امتلكت مشروع كبير مثير للجدل فكّر بمقاعد الحدائق |
Hayır, kavga etme. Güzel şeyler başta hep tartışmalara sebep olur. | Open Subtitles | لا تتعاركا ، كل الفنون العظيمة مثيرة للجدل في البداية |
Simone, aradan önce tartışmaya açık bir fikir ileri sürmüştün. | Open Subtitles | سيمون قبل الاستراحة كان لك موقف مثير للجدل الى حد ما |
Şehirde ki en iyi müzikal olduğu tartışılır. | Open Subtitles | أفضل فيلم موسيقي في المدينة بشكل قابل للجدل. |
Beau, bu yarış çok tartışılacak gibi. | Open Subtitles | أليس كذلك ؟ بـــو ،، هل ترى أن الفوز لابُد و أن يوصَف بأنه مثير للجدل ؟ |
Konferanslarımızın hepsi merkezlerinde, o alandaki en büyük ve çekişmeli fikirlerle ilgili bir münazara barındırabilir. | TED | ويكون لكل مؤتمراتنا، في محاورها الرئيسة، نقاشاً حول القضايا الكبرى، والأكثر إثارةً للجدل. |
Bu gerçekten tartışmalıydı ve bazı insanlar benim deli olduğumu düşündü. Araştırma için fon bulmakta çok zorlandım | TED | ولكن، كان ذلك مثيرًا للجدل حقًا، واعتقد بعض الناس أنني مجنونة، وواجهتُ أوقاتًا صعبة في الحصول على تمويل للأبحاث. |