| Ya da benim favorim "İklim bilimciler bunu sadece para için yapıyor." | TED | أو الحجة المفضلة لدي، "علماء المناخ هؤلاء يسعون فقط للحصول على المال." |
| Hey, o programa ekstra para için gittiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أنني أطلع على العرض للحصول على المال الإضافي |
| Bu insanları tanıyorsun, para için yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | عليك أن ترى هؤلاء الناس ، أنهم يكذبون للحصول على المال |
| Para kazanmak için bir şeyler yapmalıyım. | Open Subtitles | نعم بالتأكيد انا احتاج اعمل شيئ للحصول على المال |
| Bir daha onu hiç görmeyeceksin. Jill ve sen parayı alırken Jimmy ve ben Güzel sanatlar... müzesinde olacağız. | Open Subtitles | عندما تذهبين انتى وجيل للحصول على المال انا وجيمى سنكون فى المتحف |
| para için hayatımızı riske attık, öyleyse ne bekliyoruz? | Open Subtitles | , كما تعلم , نحن نخاطر بحياتنا للحصول على المال . ثم نتبرع به كله . ماذا حول ذلك ؟ |
| Evet, para için git,çünkü para herşeyi telafi eder. | Open Subtitles | نعم, تذهب للحصول على المال, لأن المال يشتري الخلاص. |
| Soyguncular sadece para için orada değillerdi. | Open Subtitles | السارقون لم يكونوا هناك فقط للحصول على المال |
| Eğer para için burada değilsen, ne istiyorsun? | Open Subtitles | إذا لم تكن هنا للحصول على المال إذاً مالذي تريده ؟ |
| Bu işe para için girmediğin belli. | Open Subtitles | انها ليست مثل كنت في هذا للحصول على المال. |
| İki tür yağmalama olduğunu biliyoruz: IŞİD gibi suç örgütleri tarafından yapılan ve para için çaresiz kalmış yerli halk tarafından yapılan yağmalama. | TED | نحن نعلم أن هناك نوعين من النهب: النهب من جانب العناصر الإجرامية مثل داعش، ونهب محلي من أولئك اليائسين للحصول على المال. |
| para için onu mutlu ediyormuş. | Open Subtitles | . كان يمتص له عضوه للحصول على المال |
| Senin gibi Hintli gençler Londra'ya sadece para için gelir. | Open Subtitles | الرجال الهنود على شاكلتك يأتون (لندن للحصول على المال فحسب |
| Jersey Boys'ta para için rol aldım. | Open Subtitles | فعلت جيرسي بنين للحصول على المال. |
| Ayrıca doktorlar bu işi, ...para için yapar. | Open Subtitles | والأطباء يساعدونهم، للحصول على المال. |
| Sen ve arkadaşların petrolün peşindesiniz. para için bu işin içindesiniz. | Open Subtitles | أنت وأصدقائك من Geopetrol، كنت تفعل ذلك للحصول على المال. |
| O zaman, sen buraya sadece para için geldin. | Open Subtitles | لذلك، جئتي فقط للحصول على المال |
| Para kazanmak için ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | و لا يوجد لديكي بطاقة ائتمان ماذا تفعلي للحصول على المال ؟ |
| Para kazanmak için gri bölgeleri de kabulleniyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط احتضن المناطق الرماديه للحصول على المال |
| Jill ve sen parayı alırken Jimmy ve ben müzede olacağız. | Open Subtitles | عندما تذهبين انتى وجيل للحصول على المال انا وجيمى سنكون فى المتحف |