Böylelikle, biz kumu kumtaşına çevirmenin bir yoluna sahip oluruz ve sonra bu yaşanabilir boşluklari çöl tepelerinin içinde yapabiliriz. | TED | لذلك ، فنحن لدينا طريقة لتحويل الرمال إلى أحجار رملية ومن ثم إنشاء تلك الأماكن القابلة للسكن داخل تلك الكثبان |
Bildiğiniz gibi Alpha Prime uzay sondaları tarafından saptanan tek yaşanabilir gezegen. | Open Subtitles | كما تعلمون الكوكب الآخر الوحيد المؤهل للسكن الذى أكتشفه قسم إستكشاف الفضاء |
Mezun olduğumda daha iyi bir işim ve kalacak yerim olacak. | Open Subtitles | عندمـا أتخرج، سأجد وظيفة وأجد مكاناً أفضل للسكن |
Mars'ın geçmiş iklimini ve evrimini anlamamıza ve hatta yaşama ev sahipliği potansiyelinin de olduğunu anlamamıza yardımcı oldu. | TED | وساعدنا أيضًا في فهم المناخ السابق للمريخ وتطوره، وكذلك فهم إمكانية صلاحيته للسكن. |
Ailesiyle birlikte yaşamaya dönüş yapan orta yaşlı adama mutlu yıllar. | Open Subtitles | عيد ميلاد سعيد للرجل الكهل الذي عاد للسكن مع والديه |
Komşular iki hafta önce taşındı ve şimdi polisi çağırıyorlar. | Open Subtitles | نعم، لقد جاء الجيران للسكن منذ أسبوعين، و اتصلوا بالشرطة. |
yaşanabilir olması için yapılacak işler var. | TED | هناك عمل يجب القيام به لجعل المريخ قابلاً للسكن. |
Dünya 500 milyon yıl daha süreyle yaşanabilir olacak. | TED | فالأرض ستبقى قابلة للسكن لـ500 مليون سنة القادمة. |
Dolayısıyla da bu bilgi, keşfettiğimiz bu gezegenlerin yaşanabilir olup olmadığına ilişkin ipuçları verir. | TED | في المقابل، يُوفر هذا أدلة فيما إذا كانت هذه الكواكب التي نكتشفها صالحة للسكن أم لا. |
Mesela biri sana kalacak yer verse teklifi geri çevirmezdin, değil mi? | Open Subtitles | إذا عَرَض عليك أحدهم مكانا للسكن لن ترفض بالضرورة أليسَ كذلك؟ |
Belki ama ben oraya başvurmamıştım ve kalacak yerimde yoktu. | Open Subtitles | لكن لم اقم بالتقديم هناك، وليس لدي مكان للسكن |
Üç gün, artı olarak kalacak yer ve yol masrafları. | Open Subtitles | ثلاثة إيام وبالإضافة للسكن وبالأضافة للمسافة بالأميال |
- Burası son sekiz yıldır yaşama elverişsiz bir yerdi. | Open Subtitles | المنطقة غير صالحةٍ للسكن منذ ثماني سنوات. |
Ve yaşamaya uygun bir gezegen bulmak için dua edeceğiz? | Open Subtitles | ..ونتضرع بما به الكفاية لكي نجد كوكبا صالح للسكن |
Güzel. ev arkadaşım olmasının en sevdiğim yanı bu. | Open Subtitles | جيد، هذا ما يعجبني في الحصول على زميل للسكن |
Gizlice evli olduğu erkeğin yanına taşındı. | Open Subtitles | انت قلت للسكن مع شخص كان متزوجاً منها بالسر |
Bir otel listesi ve diğer kreatif konaklama seçenekleri. | Open Subtitles | قائمة بأسماء الفنادق وأماكن رائعة أخرى للسكن |
Yüz binlerce insan ağır hastalanır, şehrin bazı kısımlarında yıllarca, belki onlarca yıl yaşanamaz. | TED | مئات الآلاف من الآخرين سوف يمرضون على نحوٍ مُخيف، و أجزاء من المدينة سوف تكون غير قابله للسكن لسنوات، إن لم يكن لعقود. |
Çinliler bu kavimlere barbar diyor ve bu kavimlerin toprakları çorak ve yaşanılmaz kabul ediliyordu. | Open Subtitles | دعوا هؤلاء البربر، وأراضيهم إعتبرت قاحله و غير صالحه للسكن. |
Dadısıyla kalmaları için bir oda ayarlayacağız ancak şu an o oda kalınamaz bir durumda. | Open Subtitles | هناك غرفها سيتقاسمها مع المربية, ولكن حاليًّا إنها غير صالحة للسكن. |
Kardeş yada sevgili olsan da taşınmak riskli bir iş | Open Subtitles | أصدقاء أو عشاق الانتقال للسكن معا هي خطوة خطيرة جدا |
İyi ki yanıma taşındın, yoksa yüzünü göremeyecektim. | Open Subtitles | جميل أنّكِ انتقلتِ للسكن معي وإلاّ لما رأيتُكِ قطّ |
O zamanlarda Mars kasvetli, yerleşime elverişsiz çorak bir araziydi. Aynı Utah gibi. | Open Subtitles | آنذاك، كان "المريخ" مجرد أرض مقفرة كئيبة، غير صالحة للسكن مثل "يوتاه". |
Radyoaktif çevirme nedeniyle ülkedeki pek çok alan yıllar boyu yaşanılamaz hâle geldi. | Open Subtitles | تصحبها غيوم من النشاط الإشعاعي تجعل أجزاء من البلاد، غير صالحة للسكن لسنوات قادمة. |
Kredi için başvurdum çünkü burayı annem için yaşanılabilir bir ortam hâline getirmek istiyorum. | Open Subtitles | تقدمت بطلب للحصول على قرض لأنني أسعى لجعل هذا للسكن لما. |