ويكيبيديا

    "للصيد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ava
        
    • balığa
        
    • avlanmaya
        
    • av
        
    • balık tutmaya
        
    • avlanmak
        
    • avlanma
        
    • avcı
        
    • avlanalım
        
    • balık avlamaya
        
    • avcılık
        
    • balıkçılık
        
    • balık avına
        
    • avlanıyor
        
    • balık tutmak
        
    Sophia gittikten sonra onu unutmak için ava çıkmaya karar verdim. Open Subtitles بعد ذهاب صوفيا, أردت إزاحتها من تفكيري لذا فقد ذهبت للصيد.
    Bir sabah ava gittik ve bir tanesini göğsünden vurdum. Open Subtitles في صباح ما، خرجنا للصيد و أصبتُ أيل في صدره.
    Bir hafta sonu balığa gitmek için sözleştik ama asla gelmedi. Open Subtitles في نهاية الاسبوع عزمنا على الذهاب للصيد لكنه لم يأتِ أبداً
    Barbekü yapar, balığa gider ya da babanıza yardım edebilirsiniz. Open Subtitles جيد ، يمكنك القيام بالشواء الذهاب للصيد أو مساعدة والدكـ
    Bu ormanı seviyorum. Babam ben küçükken beni buraya avlanmaya getirirdi. Open Subtitles أحبّ هذه الغابة، اعتاد أبي اصطحابي للصيد هُنا عندما كنتُ صبياً.
    Karınca aslanı için, saklı kalmak av için iyi bir yöntemdir. Open Subtitles , بالنسبة لخنفساء اسد النمل البقاء مُستترة هي طريقة جيدة للصيد
    Yiyecek bir şeylere ihtiyacımız var çaya değil. Ben balık tutmaya gidiyorum. Open Subtitles نحن نحتاج إلى الطعام لا الشاي سأذهب للصيد
    Şah'la ava çıkmak burada kalıp hayatlarınızı riske atmaktan daha iyi değil mi? Open Subtitles ألا يجب أن تذهب للصيد مع الشاه بدلاً من تعرض نفسك للخطر هُنا؟
    Büyük bir parti verir, iyice sarhoş olur sonra ava çıkarız. Open Subtitles سيكون لدينا حفلٍ كبير, فُز بالسكير و إذهب للصيد.
    Haftasonları hariç. Cumartesileri ava çıkar. Open Subtitles ماعدا عُطل نهاية الأسبوع فأنه يذهب للصيد كل سبت
    Belki önümüzdeki yaz beni ava götürecek. Open Subtitles َربما في الصيف المقبل، سيأخذني للصيد معه.
    Bu bir viperfish (engerek balığı), bol dişli çenesinin üzerinde, uzun bir oltanın ucunda bir yem var kocaman dişlerle dolu çenenin hemen önünde sallanıyor, balığa ismini veren bu dişler, TED هذة افعى الاسماك، و هي لديها طعم على نهاية عصا طويلة للصيد تقوسه امام الفك المسنن الذي يعطي افعى الاسماك اسمه.
    Şimdi bu saçmalıkları bırakıp, asıl mevzuya dönmenin ve balığa çıkmanın vaktidir desem, eminim hepiniz bana katılırsınız. Open Subtitles لنواجه الحقائق,و نعُد عُدتنا,و ندع الحرب ,و نذهب للصيد
    Gitmezlerse, her şey bitene kadar balığa çıkmanı öneririm. Open Subtitles إذا لم ينسحبوا أقترح عليك الذهاب للصيد حتى ينتهي كل شيء
    Bir haftaya kadar bitiririm. Sonra de seninle balığa çıkarız. Open Subtitles ، سيكون جاهزاً خلال أسبوع حتى نستطيع الخروج للصيد
    Annesi avlanmaya gittiği zaman... ...orada kaldık ve onu filme aldık. TED عندما تذهب أمها للصيد, نبقى نحن معها للتصوير.
    Arkadaşlarınla avlanmaya gitmediğini de biliyorum, ki, aklıma gelebilecek en son şey bu. Open Subtitles أَعْلم بأنّك تسللتَ للصيد مَع الأولادِ اخر شىء اتوقع ان تفعله
    Babamın Kanada da bir av kulübesi var. Open Subtitles نحن بصدد الذهاب لمنتجع الوالد للصيد بكندا وعلينا ألا نفعل شيئا
    Belki Chris'i balık tutmaya götürürsün. Open Subtitles يشاركهم نفس الهدف ربما يمكنك أخذ كريس للصيد
    Ekip, bu yunusların yalnız olmadığını, takım halinde avlanmak için toplandığını görünce şaşırdı. Open Subtitles الطاقم مندهشون لبجدوا ان هذه الدلافين ليست منعزلة لكنهم يأتون معاً للصيد كفريق
    Pa-aling dalgıçlarının dünyasına hoş geldiniz belki de dünyanın en tehlikeli avlanma metodu. Open Subtitles مرحباً بكم الى عالم غطاسي بالنج. رُبَّما هي أخطر طريقة للصيد على الاطلاق.
    Sarışın çok asabi. Diğeri de öyle. Sen bir avcı arıyorsun. Open Subtitles الأشقر مُحبط الآخر كذلك تبحثان عن صياد وتبحثان عن الشجاعة للصيد
    Sarayı unutun. Ormana gidip avlanalım. Eskiden olduğu gibi. Open Subtitles انس أمر البلاط, فلنذهب إلى الغابة لنذهب للصيد كما اعتدنا أن نفعل
    Kanadalılar balık avlamaya çıktıklarında balık aramazlar. Open Subtitles عندما يذهب أهل الإسكيمو للصيد لا يبحثون عن السمك
    Artan bir ticari avcılık ve balıkçılık. TED هناك تزايد للصيد التجاري للسمك والحيوانات.
    Kadınlar genellikle ağları yahut balıkçılık için gerekli araçları onarırlar. Open Subtitles النساء, عادةً يصلحن شبكة الصيد, أو يصلحن الأدوات اللازمة للصيد.
    Hayır, hayır. Haklı, dostum. Bir haftasonu bizimle balık avına gelmelisin. Open Subtitles لا ، لا ، إنه على حق ، يجب أن تأتى للصيد معنا فى عطلة نهاية الأسبوع
    Dahası, hep aynı bölgede avlanıyor. Open Subtitles وأكثر من ذلك, انها تظهر للقدوم الى نفس البقعة للصيد
    O halde neden ben balık tutmak isterken insanlar benim trafiği yönetmemi istiyor? TED لكن لماذا الناس تريدني أن أتحكم في المرور , عندما أفضل أن أذهب للصيد ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد