Güzel bir ev alır, çocuk yardımı, bir emekli maaşı gibi. | Open Subtitles | يحصل على منزل جيد عوائد للطفل ، ومعاشات التقاعد ، الخ |
Bak bugün bebek için ne satın aldım. Ne şeker değil mi? | Open Subtitles | يا عزيزي انظر ما الذي أحضرته للطفل انظر إليه أليس ظريفاً ؟ |
Sonra, bebeğin görme keskinliğini taklit etmek için kameranın optik düzeneğini değiştirdik. | TED | إذن قمنا بتعديل عدسات الكاميرا لنحاكي الحدة البصرية للطفل. |
Küçük, güçsüz Bebeğe bakın. Aptalsın, seni aptal, güçsüz bebek. | Open Subtitles | انظروا للطفل الضعيف ، أنت غبيّ ، أيها الطفل الضعيف الغبي |
Personelin işini yapmasına yardımcı olup çocuğa bir kontrol gücü ve kaynağı sağlar. | TED | ويوفر هذا مصدر قوة أو سيطرة للطفل مع دعم طاقم العمل بتأدية عملهم. |
çocuğun kendine güveni yerine gelince yol göstericiliği biter ve yok olur. | Open Subtitles | و تسمح للطفل بتخطي الأمر بثقة حينما لا يكون الحامي ضروريًا بعدها |
Ona kanuni olarak çocuk için destek ve istikrar sağlamak istediğimi söyledim. | Open Subtitles | أعني أنني أقول لها أنني اريد تقديم الدعم والاستقرار للطفل طبقاً للقانون |
Ama bu kadar kısa sürede çocuk bakıcısı bulamamış. Ben bakarım dedim. | Open Subtitles | لكن المهلة القصيرة تقصد بانها ليس لديها رعاية للطفل لذا قمت بالعرض |
Çocukların da hakları olduğunu fark ettik, çocuk işçiliğini yasakladık. Bunun yerine eğitime odaklandık ve böylece okul çocuğun yeni işi hâline geldi. | TED | أدركنا حقوق الطفل ومنعنا عمالة الأطفال وركزنا على التعليم كبديل وأصبحت المدرسة العمل الجديد للطفل. |
Senin ya da benim için değil, bebek için, lütfen, anla. | Open Subtitles | ليست لي أو لك ، إنها للطفل ، أرجو أن تفهمي |
Bir bebek için küçük bir uyku tulumuna benziyor. | TED | إنها تبدو مثل حقيبة النوم الصغيرة للطفل. |
bebek için biraz süt tozu buldum ve sen ve kadının için biraz et var. | Open Subtitles | وجدت بعض الحليب المجفف للطفل.. وعلب من لحم البقر لك ولإمرأتك |
Bu bebeğin altıncı sınıfa gelmesine kim izin vermiş? | Open Subtitles | من سَمَحَ للطفل الرضيع أن يكون في الصف السادس ؟ |
Güzel, çünkü bebeğin peşindekinin kim olduğunu öğrenmenin tek yolu bebeğin kime ait olduğunu bulmak. | Open Subtitles | جيّد، لأن الطريقة الوحيدة لإكتشاف سبب مطاردته للطفل هي عن طريق معرفة ما ينتمي إليه |
bebeğin yanında olacağım ama seninle yaşayamam. Seni sevmiyorum. | Open Subtitles | سأكون هناك للطفل ولكن لا أستطيع أن أعيش معكم. |
Buna inanmıyorum. Rüyamda, Bebeğe siyah süt götürüyordum. | Open Subtitles | انا غير مقتنع في الحلم انا احضر اللبن الاسود للطفل |
- Bebeğe "Fosiller benim arkadaşlarım." yazan bir t-shirt bile almış. | Open Subtitles | حتى أنها أحضرت للطفل قميص صغير مدوّن عليه "الأحافير هم أصدقائي" |
Sahibi olacağım gerçek çocuğa gerçek bir baba olmak istiyor musun? | Open Subtitles | هل ترغب في أن تكون أب حقيقي للطفل الذي سيكون لدي؟ |
Ve dört yaşındaki çocuğa dedi ki, 'Johnny, seni burada bir marşmelov ile başbaşa bırakacağım, 15 dakikalığına. | TED | ويقول للطفل ذا الـ 4 سنوات جوني، سوف أتركك هنا مع هذه الحلوى لمدة 15 دقيقة |
20 yıldır kayıp bir çocuğun DNA'sı... aniden bir cinayet mahallinde ortaya çıkar. | Open Subtitles | ســــــــــــــــــابقاً الحمض النووي للطفل المفقود منذ عشرين عاماً يظهر فجأة في موقع جريمة |
Bir ayımız var. Bir çocuğun bile kullanabileceği bir şeyi nasıl yapabilirim? | TED | لدينا شهر واحد. فكيف أصنع شيئا يمكن حتى للطفل استخدامه ؟ |
Bebeklere bir maske yapmaya çalışmışlar anne veya baba Çocuğu tutabiliyor - çünkü yakınlık çok önemli - | TED | لقد حاولوا صنع قناع للطفل الرضيع الذي بطريقةٍ ما تمكّن الرضيع أن يُمسك بواسطة الوالدين، بسبب أهمية قربها من الجسم |
Ve sonra Rachel bebeği bırakıp bırakamayacağından emin olamadı. | Open Subtitles | ومن ثم كانت راشيل لم تكن متأكدا انها يمكن ان تترك للطفل. |
Doğmamış bebekler için ölüm belgesi vermiyorlar ama vermeliler aslında. Neden? | Open Subtitles | هل تعرفين أنهم لايستخرجون شهادة وفاة للطفل الغير مولود,ولكن ينبغي عليهم |