Akut yaygın toksisitesi 859. Yoğun bakıma götürüyoruz. | Open Subtitles | نسبة إنزيم الترانسماينس 859 سننقله للعناية المركزة |
Nabız 35'in altına düşerse yoğun bakıma götürürüz. | Open Subtitles | إن قل معدل قلبها عن 35 سنأخذها للعناية المركزة |
Ailemin beni ne kadar çok sevdiğini düşünmek güzel ama bana doğru düzgün bakacak imkanları yoktu. | Open Subtitles | احب ان اعتقد ان والداي احباني جدا لكن لم يكن لديهم السبل للعناية بي |
kimsesi yokmuş, bu yüzden pete'a bakacak kimse yokmuş. | Open Subtitles | ولم تكن تملك عائلة أو أيّ شخص للعناية به |
Bunun, için üç yıl önce bizde karşılıklı bakım programına geçtik. | Open Subtitles | لذا، من ثلاثة سنوات أصبح لدينا قسم للعناية بالكبار وأخر للشباب |
O da, başına gelenlerden sonra bakımı için hükümet tarafından verilen acınacak miktarda bir para alacağını öğrenecek. | TED | و ستجد أنها حصلت على مبالغ تافهة قدمتها الحكومة للعناية بها بعد الحادثة. |
Biz de tam karımla beraber küçük yazlık evimize bakmak için çıkmıştık. | Open Subtitles | أنا وزوجتي ذاهبين للعناية ببيتنا الصيفي الصغير. |
Belediye hastanesinde uzun süreli bakıma alabiliriz ya da onu sen alırsın ve bir seferliğe mahsus, en az altı yerel işyerinde geçerli 2000$ Camden parası kazanırsın. | Open Subtitles | يمكننا وضعه في حساب المقاطعة للعناية الطويلة الأمد .. أو بإمكانك أخذه منّا |
Dikişlerini patlatmadan yoğun bakıma geri dön. | Open Subtitles | عد للعناية المركزة قبل أن تنجرح غرزك |
Yoğun bakıma geri dön. Kelepçelerini kim çıkardı? | Open Subtitles | عد للعناية المركزة من فك قيودك؟ |
Onu yoğun bakıma götürün. | Open Subtitles | أعدّوا المريضة للنقل للعناية المركّزة |
Hanımefendiyi duydun bakıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | لقد سمعت السيدة أنت بحاجة للعناية |
Bu mutfağı kullanacak. Arkadaşın Dave mutfağı mı kullanacak bana mı bakacak? | Open Subtitles | صديقك ديف موجود لإستعمال المطبخ أم للعناية بي ؟ |
Eski karın ve sen madem bakacak zamanınız yoktu niye yaptınız ki onu? | Open Subtitles | لماذا قمتَ أنتَ و زوجتكَ السابقة بأنجابه أذا لم يكن لديكم الوقت للعناية به ؟ |
Ne gidecek yerleri ne de onlara bakacak kimseleri vardı. | Open Subtitles | لم يكن لديها ملجا. ولا أحد للعناية بهما. |
Yeni gelen göçmenler olarak zihinsel engelli yetişkinlere bakım sağlayan bir evin tavan arasında yaşıyorduk. | TED | كمهاجرين جدد، كنا نعيش في الطابق العلوي لمنزل خاص للعناية بالأشخاص ذوو إعاقات عقلية. |
Çoklu organ yetmezliği gelişti ve yoğun bakım ünitesine nakledildi. Komadaydı, onun öleceğini düşündük | TED | وتطور لديه فشل الأعضاء، أُحيل للعناية المركزة وكان في غيبوبة. |
- Eva Muller, St. Anthony's Sürekli bakım Merkezi'nde kalanlardan biri. | Open Subtitles | إيفا مولر، مقيمة في منشأة القديس أنثوني للعناية |
Bu da sağlık sektöründe doktor, hemşire ve tasarımcıların hasta bakımı hakkında oynadıkları bir servis senaryo örneği. | TED | وهذا مثال آخر في بيئة للعناية الصحية لبعض الأطباء والممرضين والمصممين الذين يمثلون سيناريو عن خدمة العناية بالمرضى. |
Yetkililer, Madam Guérin'e çocuğun bakımı için yılda 150 frank verecek. | Open Subtitles | السيدة غيران ستتقاضى 150 فرنك في السنة للعناية به |
Hasta babasına bakmak için Eastbourne'a gitmesi gerekti. | Open Subtitles | كان ضروريا له الذهاب الى ايستبورن للعناية بوالده المريض |
Ben yokken aileme göz kulak olduğunuz için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | أود أن اشكرك للعناية بعائلتي عندما كنت بعيداً عنهم |
Duyduğuma göre, kızı bakımıyla ilgilenmek için onu Pekin'e götürmüş. | Open Subtitles | سمعتُ أن إبنتها أخذتها إلى مشفى في ''بكين'' للعناية بها. |
Sırf babamla iki kişinin ilgilenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | أن والدى يحتاج لشخصين على الأقل للعناية به |