Çok uzak olmayan bir gelecekte, insan gözünün hassaslığında ve esnekliğinde yapılan makineler kendi evriminin bile ötesine geçmesini sağlayabilir. | TED | وفي المستقبل غير البعيد جدًا، آلات مبنية بدقة ومرونة للعين البشرية قد تتيح لنا تجاوز تطورها الخاص حتى. |
Bütün büyüler insan gözünün göremeyeceği bir iz bırakır. | Open Subtitles | كل تعويذة تخلف ورائها أثر ليست محسوسة للعين البشرية |
İnsan gözünün görebileceği en muhteşem gösteriye hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحبا بكم فى أكبر عرض يمكن للعين البشرية أن تراه |
Köşenin ardında herhangi bir nesneye çarptığında ise seker buna ışını göremeyecek olan muhtemel korumalar da dahil olur keza bu ışın insan gözü tarafından görülemez. | Open Subtitles | بما فيها الحارس الذي لن يراها لأنّها غير مرئية للعين البشرية. |
Onun hareketlerini insan gözü takip edemez. | Open Subtitles | لا يمكن للعين البشرية أن ترى حركاته |
İnsan gözünün görebileceği ışık spektrumunun dışındaki artık enerjiyi görebilmemiz için gözlükleri ayarladım. | Open Subtitles | لقد أعدت ظبط نظارات الوقاية لقراءة الطاقة المتبقية لأي شيئ خارج الطيف الضوئي المخفي للعين البشرية |
Fakat insan gözünün göremeyeceği belirsizlikte önemli hareketler dünyâsı vardır, ve geçen birkaç yıl içinde, kameraların bu hareketleri sıklıkla insanların göremediği zamanlarda bile görebildiğini bulmaya başladık. | TED | ولكن هناك عالم من الحركات المهمة دقيقة جدا للعين البشرية وخلال السنوات القليلة الماضية بدأنا بمعرفة إن الكاميرا تستطيع رؤية الحركة حتى لو لم يتمكن البشر |
Telefonda insan gözünün görebileceğinden fazla piksel var. | Open Subtitles | يملك عدداً من "بيكسل" أكثر مما يمكن للعين البشرية رؤيته |
İnsan gözünün görebileceği bir şey değil. | Open Subtitles | ليس ظاهراً للعين البشرية. |
Galvani'nin tezine göre elektrik impulsları sıvılardan bağımsız olarak sinirler boyunca insan gözünün göremeyeceği şekilde iletiliyordu. | Open Subtitles | إن أطروحة " جالفاني " تنص على أن النبضات الكهربية تنتشر على طول الأعصاب عن طريق نظام مُستقل من الموائع غير مرئي للعين البشرية |