Bugün ormana gidersen Biraz patates kızartması bulacaksın | Open Subtitles | إذا خرجت للغابه اليوم فسوف يكون شيئاً رائع |
Bugün ormana gidersen Büyük bir sürprizle karşılaşacaksın | Open Subtitles | إذا خرجت للغابه اليوم كن متأكداً من مفاجأه كبيره |
İlk tanıştığımızda ormana filan gidiyordu ama sınırın çok ilerisindeydi. | Open Subtitles | نعم, لقد كان لقد كان لديه حب للغابه وهذه الأشياء وقتها عندما ألتقينا ولكن هذا كان بالأعلى بعيدا عن حدود الولايه |
Küçük taş basamaklar doğrudan ormanın içine suç mahalline çıkıyor. | Open Subtitles | درجه من الحجاره تؤدي الي الغابه ياخذنا للغابه الي مكان الجريمه |
Sizi ormanın batı sınırlarında bırakacağım. | Open Subtitles | سوف أترككم عند الحدود الغربيه للغابه |
Babamın beni ormana götürüp yabani böğürtlen yediğimiz günleri hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر أياما مثل هذه عندما ...أخذني أبي للغابه ...و أكلنا عشبا مذاقه جيد |
Tamamdır, ormana geri dön küçük dostum. | Open Subtitles | حسناً, اذهب للغابه وحدك يا صديقى الصغير |
Tamamdır, ormana geri dön küçük dostum. | Open Subtitles | حسناً, عد للغابه مسرعاً يا صديقى الصغير |
Brendan, ormana çıkan gizli geçit nerede? | Open Subtitles | "حسنا يا "براندن أين الممر السرى للغابه ؟ |
Thompson, Grayson'ın hurdalığındaki ormana gidin. | Open Subtitles | "طومسون" إذهب للغابه بالقرب من باحة "جريسون" |
Sadece köpeğin üzerime geldiğini hatırlıyorum ondan sonrası biraz flu ormana koştum ve sanırım sonra son bulunduğum noktada bitirdim. | Open Subtitles | فقط اتذكر هذا الكلاب قادم نحوي واي شئ بعد ذلك اصبح ضبابا هرولت للغابه ولكن ... |
Babam olur dedi. ormana gidip bir berduşla karşılaştım. | Open Subtitles | أبي وافق ، ذهبت للغابه ، قابلت مشرد |
Birlikte vakit geçirmeye başladık ve beni ormana götürdü. | Open Subtitles | بدأنا بقضاء الوقت معاً وأخذني للغابه |
Steve'in babası olsaydı, yabancılarla ormana gitme diye uyarırdı ama babası yoktu. | Open Subtitles | لو كان لدى (ستيف) والداً لكان حذره من ألا يذهب للغابه مع رجل غريب لكنه لم يفعل |
Bugün ormana gidersen Saklansan iyi olur | Open Subtitles | إذا خرجت للغابه اليوم |
O kız, ormana felaket getirecek. | Open Subtitles | ستسبب في كارثه للغابه |
Kızımızı onu yaktığım ormana götürdüğünü düşünmüştüm, ama orada hiçbirşey yoktu. | Open Subtitles | وشقه (كرستيان) في المدينه؟ ظننت أنه سيأخذها للغابه حيث احرقته، لكني لم أجد شيئاً |
Sizi ormanın garp tarafında bırakacağım. | Open Subtitles | سوف أترككم عند الحدود الغربيه للغابه |
Sizi ormanın batı sınırlarında bırakacağım. | Open Subtitles | سوف أترككم عند الحدود الغربيه للغابه |