Yani, buraya gelmek için onca şeyi almayı bahane mi ediyordun? | Open Subtitles | إذاً إشتريتي كل هذه الأشياء حتى تجدي عذراً للقدوم إلى هنا؟ |
normalde 120'den 130'a kadar insan taşıyabilmekte. Belki de buraya gelmek için benzer bir uçağa binmiş olabilirsiniz. | TED | تحمل من 120 إلى 130 شخص. ربما ركبتم طائرة مماثلة للقدوم إلى هنا اليوم. |
Sizinle sohbet çok hoşuma gitti, ve gelip yakından bakmanız için sizi davet ediyorum. | TED | لذا أحب أن أتحدث معكم جميعا، وأدعوكم للقدوم وأخذ نظرة أقرب |
Buraya geldiğiniz için teşekkürler. Arabasız kendimi dışlanmış hissediyorum. | Open Subtitles | يجب أن أشكركم للقدوم هنا مجدداً أنا منبوذة حقيقية بدون سيارتي |
Peki, Brooklyn'e gelmene gerek yoktu ancak geldiğin için sağol. | Open Subtitles | حسنا, شكرا لك لقدومك إلى بروكلين, ولكنك لم تكن مضطرا للقدوم |
Evime davet ettim adamı, ...sana göz kulak olsun diye maaş bağladım. | Open Subtitles | لقد دعوت الرجل للقدوم إلى منزلي أدفعُ له لرعايتك فيقوم بسرقتك مني، |
Oh, hayır.Bak, senden hoşlanıyorum. Senden hoşlanmasaydım buraya gelmeye devam etmezdim. | Open Subtitles | لا.إنظري،أنا أَحْبُّك لم أكن مستمراً للقدوم إلى هنا إذا لم أكن معجبكٌ بكِ |
Hal, artık tedavi için buraya gelmene gerek yok. | Open Subtitles | هال، لا تحتاج للقدوم هنا للحصول على المزيد من العلاج |
Hemen benimle gelmen gerekiyor. Teoremin çığır açabilecek bir yöne gidebilir. | Open Subtitles | تحتاجين للقدوم معي الآن,برهانك قد يقود لشئ عظيم |
Buraya gelmek zorunda değildim biliyorsunuz, Bayan Buttle. | Open Subtitles | لم اكن مضطرا للقدوم إلى هنا يا سيدة باتل |
Buraya gelmek ne güzel. Parkta hiç yazmamıştım. | Open Subtitles | إنها فكره ممتازه للقدوم إلى هنا لم أكتب أبدا فى الحديقه |
Yeni arkadaşlarınla buluşmaya gelmek için hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت جاهزة للقدوم و مقابلة أصدقائك الجدد |
İnsanlar, buraya gelmek için hey şeyden vazgeçiyorlar ve biz yardım etmek istediğimiz için suçlu mu oluyoruz? | Open Subtitles | الناس يعرضون حياتهم للخطر للقدوم إلى هنا وأنظر إلى ما يحدث عندما نحاول أن نساعدهم |
Üç farklı seçenek sunmuş olsalar ve çevre sakinlerini gelip bakmak için davet etmiş olsalar da, | TED | وفرن أيضأً ثلاثة خيارات للاختيار بينهم ودعوا جميع جيرانهم للقدوم وإلقاء نظرة. |
Evinize gelip etrafa bakmam gerekebilir. | Open Subtitles | ربما قد أحتاج للقدوم الى المنزل والقاء نظرة بنفسي |
geldiğiniz için teşekkürler. - Toplantı bitmiştir. | Open Subtitles | شكرا لكم كلكم للقدوم , هذا الاجتماع مؤجل |
geldiğiniz için teşekkür ederim. - Selam! | Open Subtitles | شكرا لك كثيرا للقدوم شكرالك,سررتلرؤيتك.. |
Buraya geldiğin için sağol. Çok memnun oldum. | Open Subtitles | أشكركي للقدوم معي اليوم أقدر لكي هذا |
Kardeşini bu gece gelmeye ikna edebildin mi? | Open Subtitles | مرحباً , هل أمكنكِ إقناع أخاكِ للقدوم الليلة؟ |
Bizimle gelmen için seni silahla tehdit ettim ve üzgünüm Hugo ama orayı bulmak için sana ihtiyacımız olduğu konusunda yanılmışım. | Open Subtitles | ماذا؟ قد غصبتك للقدوم معنا باشهار السلاح وأنا آسف ياهيوغو لكنني اعتقدت أننا نحتاجك لنعرف مكان الكوخ |
Burası İçişleri Bakan Yardımcısı'nın gelmesi için çok uzun bir yol, hepsi bu. | Open Subtitles | إنها طريقٌ طويلة بـالنسبة لـنائب وزير الـداخلية للقدوم , هذا كل مافي الأمر. |
Yani, beni aradı ve buraya gelmem için adeta bana yalvardı. | Open Subtitles | اعني، هي من أتصلت بي وتقريباً توسلت لي للقدوم الى هنا |
Bu hafta sonu Trefusis gelecek. Neler yapılacağını tartışacağız. | Open Subtitles | لقد دعوت ً تريفيوسيس ً للقدوم هنا هذا الأسبوع لمناقشـة مـا يتوجـب القيـام بـه |
CIA'de çalışmaya gelmenin heyecanı. | Open Subtitles | للقدوم لأجل العمل لحساب وكالة المخابرات المركزيّة |
Neredeyse buraya gelmekten vazgeçiyordum, az kalsın dönüyordum. | Open Subtitles | لم أكن اخطط للقدوم إلى هنا كنت أريد الهروب فقط |