Olaylar o kadar can sıkıcı değil. | Open Subtitles | من أي شيء مسبب للكآبة الآن. الأمور ليست بتلك الكآبة. |
Ama ben orada biri varmış gibi davranacağım. Çünkü diğer ihtimal çok can sıkıcı. | Open Subtitles | حسنٌ، سأتظاهر بأن أحدًا هنا لأن البديلة مثيرة جدًا للكآبة |
Bıkkınlık ya da can sıkıntısından kaynaklı üzüntü. | Open Subtitles | مرادف للكآبة الحزن الناتج عن المملل أو الضجر |
Moralim çok bozuk, vahşiler kazanıyor. Bunun yardımı olur mu? | Open Subtitles | -الوضع يدعو للكآبة, لقد إنتصر المتوحشون |
Moralim bozuldu. Hileci herif. | Open Subtitles | مثير للكآبة وهذا غير صادق |
Bu epey bunaltıcı bir tabir. Ayrıca biraz cinsiyet ayrımcılığı içeriyor. | Open Subtitles | هذا حقًّا تعبير مثير للكآبة ومثير حميميًّا قليلًا |
Sanki bir toprak hamurmuşum gibi. Bu çok bunaltıcı ya. | Open Subtitles | وكأنّي كنت كرة من العجين، حسنٌ، هذا مثير للكآبة. |
Evde hala ona ait eşyalar var. Çok moral bozucu. | Open Subtitles | لا تزال لديّ بعض أغراضها في المنزل . هذا أمر يدعو للكآبة |
- moral bozucu reklam seçmeleri sosisli satıcısı veya basuru oynaması gereken reklamlar. | Open Subtitles | نعم للدعايات المسببة للكآبة حيث سيقوم بلعب دور بائع الهوت دوج أو مريض مصاب بالبواسير |
Onlar çok çirkin ve can sıkıcı. | Open Subtitles | هذا قبيح ومثير للكآبة |
- Çok can sıkıcı. | Open Subtitles | حسنا، هذا مسبب للكآبة |
- Moralim çok bozuldu. | Open Subtitles | -هذا مُسبب للكآبة . |
Elbette, buradalar. "bunaltıcı" olarak etiketlemiştim. | Open Subtitles | طبعًا، إنّه بهذا الملف الذي ''كتبته بـ''مثير للكآبة |
Bu ne bunaltıcı bir atmosfer. | Open Subtitles | "هذا مثيرٌ للكآبة" |
Bu çok moral bozucu. | Open Subtitles | هذا مثير للكآبة |
- Bu çok moral bozucu. - Bizi neyin neşelendireceğini biliyorum. | Open Subtitles | - هذا مسبب للكآبة |