O anda bir miktar yıldız ışığı gezegenin atmosferinden geçti. | Open Subtitles | في تلك اللحظة، بعض الضوء النجمي اخترق الغلاف الجوي للكوكب |
Benim favorim olan diğer bir fikir ise, gezegenler arası bir uzay savaşına ve bir gezegenin ölümcül yıkımına şahit olduğumuzdu. | TED | فكرة أخرى هي إحدى قناعاتي الشخصية المفضلّة هي أننا للتو شاهدنا معركة فضائية بين الكواكب والتدمير الكارثي للكوكب. |
Peki ya yerçekimi çok büyükse ya da içinde bulunacağımız gezegenin yerçekimi bir şekilde farklıysa? | TED | فماذا عن الجاذبية الشديدة، أو عن أي متغير في قوة الجاذبية للكوكب الذي وجدنا عليه أنفسنا؟ |
Bu, gezegene demokrasi getiren diğer bir kahraman nesildi. | TED | وهذا كان جيلاً آخر من الأبطال الذي جلب الديمقراطية للكوكب |
O gün aslında Ay'ı düşünmüyorduk, gezegene bakıyorduk. | TED | في ذلك اليوم، لم نكن نفكر حقًّا في القمر، بل كنا ننظر للكوكب. |
gezegen için buzdan yoksun olmak yeni bir şey değil. | Open Subtitles | للكوكب ، إذا أصبح بلا جليد فهو ليس بالأمر الجديد |
Ve gökbilimciler teleskoplarıyla göremedikleri tek gezegeni ilk kez görme fırsatına erişti. | Open Subtitles | وحصل الفلكيون على اللمحة الأولى للكوكب الوحيد |
Tüm gösterdiği yabancı gezegenin daha önce gördüğümüz görüntüsüydü. | Open Subtitles | كلهم أظهروا نفس الصوره للكوكب الأجنبى الذى رأيناه من قبل. |
Bir gezegenin manyetik alanı kutuplarından doğar.Burası en güçlü olduğu yerdir. | Open Subtitles | حقل مغناطيسي للكوكب انبعث من الأقطاب.إنه الأكثر حدّة |
gezegenin atmosferi çok fazla elektromanyetik gürültü yaratıyor. | Open Subtitles | إن الغلاف الجوى للكوكب يولّد تداخل كهرومغناطيسى قوى |
Burada diyor ki, 2075'e kadar Dünya okyanusları mercan kayalıklarının yaşaması için çok sıcak olacak ve , yok olduklarında, gezegenin ekosistemi çökecek. | Open Subtitles | يقال هنا في عام 2075 محيطات الأرض ستسخن وسيضر ذلك الشعب المرجانية وعندما تنقرض النظام الإيكولوجي للكوكب سوف ينهار |
Evet, efendim. Uzaklaşıyor. gezegenin atmosferine girmekte serbestiz. | Open Subtitles | نعم يا سيدي، إنها تبتعد نحن بخير لندخل الغلاف الجوي للكوكب |
Bir izci gemisi hiperuzaydan çıktı ve gezegenin güney kutbuna doğru yola koyuldu. | Open Subtitles | تركت سفينة استطلاع الفضاء الفوقي في اتجاه القطب الجنوبي للكوكب |
Bu gezegenin manyetik alanının nasıl olduğunu asla bilemezsin ki... | Open Subtitles | لا سبيل لديك لتعرف إن كان الحقل المغناطيسى للكوكب |
İşte bu nedenle gezegene sizinle birlikte ikinci bir Rus takımının gelmesine izin veriyoruz. | Open Subtitles | لذلك سنسمح لفريق روسي آخر بمرافقتكم للعودة للكوكب |
Rotası Beckett'ı ve mahkûmları bıraktığımız gezegene doğru. | Open Subtitles | إنها تتجه مباشرة للكوكب حيث تركنا بكيت والسجناء |
Yani bir gezegene uçuyorsun, geçidi alıp geri uçuyorsun. | Open Subtitles | لذا تطير للكوكب تأخذ البوابة, تطير بعيدا |
Sizi tuzağa düşürmek istediğim için üzgünüm, fakat eğer bundan haberiniz olsaydı, bu gezegene girmeme asla izin vermezdiniz. | Open Subtitles | أنا آسف لإضطراري لـ خداعكم لكن , لو كنتم تعرفون لم أنا أخطط لما كنتم أبداً ستسمحون بـ قدومي للكوكب, |
Biz Tardis'e atlayıp, gezegen çapında bir tarama başlatacağım, sonra birlikte şarkı söyleriz. | Open Subtitles | سنعود إلى التارديس سأقوم بتحليل على امتداد للكوكب ثم سنقوم بغناء أغنية جماعية |
İnsanlar için sağlıklı, balıklar için sağlıklı, gezegen için sağlıklı. | TED | صحية للناس صحية للأسماك وصحية للكوكب أيضاً |
Bir gezegeni tekrar başlatmaktan bahsediyoruz. | Open Subtitles | إنّ اللب بحجم المريخ. أنت تتحدّث عن توقف مفاجئ للكوكب. |
Şimdi kahramanlarımız gezegendeki Ayrılıkçı işgalini püskürtmek için silahlı bir mücadele başlatmak üzereler. | Open Subtitles | الان ابطالنا قد اطلقوا حملة مسلحة لافساد احتلال الانفصالين للكوكب |