Zencinin teki yahudi avukata soru başına elli dolar demiş. | Open Subtitles | لذا قال هذا الرجل الأسود للمحامي اليهودي خمسين دولار على السؤال يا رجل |
avukata para veremiyorlar, bu yüzden hakimin teki onları hapse atarsa "evet, efendim" diyorlar. | Open Subtitles | لا يستطيعون أن يدفعو للمحامي و القاضي يحكم عليهم بالسجن حسناً نعم |
Suçunuzu kabul etseniz bile bir avukat alacağınız cezayı düşürebilir. | Open Subtitles | يمكن للمحامي أن يخفض عقوبتكِ حتى لو قررتِ الاعتراف بالذنب |
avukatın yemeğini hazırlıyordur. - Daha önce niye söylemedin? | Open Subtitles | أجل، هذا هو المكان الذي يجب أن تكون فيه، ولا بد أنها تحضّر حساءً للمحامي |
Açıklamayı güç topladığı zaman avukatına bırakmak bence daha iyi. | Open Subtitles | أفضل ان يُترك ذلك للمحامي عندما يصير أقوى. |
Bütün sorularınızı avukatıma Sormanızı öneririm. | Open Subtitles | أطلب منكِ أن توجهي كل أسألتك للمحامي الخاص بي |
- Elbette. Bizi yalnız bırak. avukatla konuşacağız. | Open Subtitles | يا آنسة، لطف منك لو تركتينا لوحدنا لا بد أن أتحدث للمحامي بشأن خاص |
Sanırım Avukatımla görüşmenizi istemem gerekiyor. | Open Subtitles | أظنه حان الوقت أن أقول لك تحدث للمحامي |
Bu yüzden bir avukata gitmeni ve her şeyi anlatmanı istiyorum. Tamam mı? | Open Subtitles | لذلك سوف تذهب للمحامي وسوف تخبره حسناً ؟ |
Seni buradan çıkarması için arabayı avukata verdim. | Open Subtitles | لقد اعطيك السيارة للمحامي ليخرجك من السجن |
Ben de bugün avukata gidip boşanma işlemi başlattım. | Open Subtitles | لذا ذهبتُ للمحامي وقدمت طلب الطلاق اليوم. |
Bir asker ve bir avukat olarak eşit ölçüde uymam gereken bir görevim var. | Open Subtitles | بالنسبة للمحامي والجندي أيضاً، يوجد أمر إلزامي بالتساوي. |
Yani onu öldürdünüz mü? Sadece varsayımlarda bulunuyorum, avukat bey. | Open Subtitles | لذا قَتلتَه؟ إنها مجرد إفتراضات أقولها للمحامي |
Mütevazi avukat büromuzda katip olarak çalışacak. | Open Subtitles | المنصب المتواضع ككاتب للمحامي الجديد |
avukatın köpeği olmuş. | Open Subtitles | وقد رأيتُ ما حدث لبلوك، أنه ليس موكّل، بل كلب للمحامي |
Gerisi, avukatın bu işareti doğru anlamasına kalıyor. | Open Subtitles | والأمر متروك للمحامي لقراءة تلك الإشارات بشكل صحيح |
Dolayısıyla, avukatın aydınlatacağı ne kaldı? | Open Subtitles | إذن، ما الذي يتبقى للمحامي أن يفعله؟ |
Karşı tarafın avukatına saygı gösterelim. | Open Subtitles | دعونا نظهر بعض الاحترام للمحامي المعارض |
Bu işleri annemin avukatına bırakmamız gerektiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | يظنون بأنّ علينا ترك الأمر للمحامي |
Önümüzdeki hafta boşanma kağıtlarını avukatıma vermem gerekiyor. | Open Subtitles | من المفترض ان اعطي اوراق الطلاق للمحامي الاسبوع القادم |
Bunu imzalayıp avukatıma fakslar fakslamaz sen de bileceksin. | Open Subtitles | وبمجرد توقيعك علي هذا الخطاب وإرساله للمحامي سأخبرك |
Eski karısı bir avukatla evlendi. | Open Subtitles | زوجته السابقة عادت للمحامي |
Avukatımla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد التحدث للمحامي خاصتي |