Kararïmï üç ay sonra verecegim, bu süre gözlem ve degerlendirme için kullanïlacak. | Open Subtitles | هذا ما سأفعله سأؤجل قراري لمدة ثلاثة أشهر وهذا الوقت سيستعمل للمراقبة والتقدير |
Ve Arap Birliği pan-Arap gözlem birimi kurdu ve bunu kullanıyorlar. | TED | وقد أنشأَت جامعة الدول العربية أيضًا وحدة للمراقبة تحت اسم أمانة شؤون الانتخابات، وهي تقوم باستخدامه. |
Şimdi, neden gözetim ekibinin sana hep bulmacalı mesajlar verdiğini çözmenin zamanı. | TED | الأن، الوقت لحل غموض لماذا فريقك للمراقبة يعطيك دائماً معلومات مبهمة. |
gözetim altında tutulması için 15 gün sonraya bir rapor hazırlanacak. | Open Subtitles | يطلق سراح المتهم. ويخضع للمراقبة لمدة خمسة عشر يوماً لإعداد تقرير عنه |
Fakat şunu aklınızda tutun, hâli hazırda zâten gözetleme üzerine birçok tamamlanmış teknoloji var. | TED | ولكن يجب أن تعرف بأن هناك تقنيات أكثر نضجا تستخدم حاليا للمراقبة |
Bak, sana dışarıda ihtiyacım var. nöbet tut, tamam mı? | Open Subtitles | انظر ، أريدك أن تبقى هنا بالخارج للمراقبة ، اتفقنا؟ |
Sonra, kullanicilar kendi bireysel izleme listelerini olusturabilirler. | TED | وبعد ذلك بمستطاع المستخدم أن يضع قائمته الخاصة للمراقبة. |
Ayrıca onları takip etmek için de kullanabiliriz. | TED | وبطبيعة الحال، يمكنك أيضا استخدامه للمراقبة. |
gözlem için. Ona göz kulak olup birkaç temel test yapacağız. | Open Subtitles | للمراقبة فحسب.سنراقبها ونقوم ببعض الفحوصات الأساسية |
Aslında No, l l'd gözlem için burada gece tutmak gibi düşünüyorum. | Open Subtitles | لا . في الحقيقة ، أعتقد أنه يجب أن نبقيك هنا هذه الليلة للمراقبة |
Onu bir gece daha gözlem altında tutacaklar, ama ondan sonra eve dönüyor. | Open Subtitles | سيحفظونه الليلة للمراقبة و لكن بعد هذا , سيخرج |
CIA gözetim uzmanı. | Open Subtitles | الان هو من مختصي وكالة المخابرات المركزية للمراقبة |
- Peki ya Epps? Evinin dışında bir gözetim ekibi seni izliyor olacak. | Open Subtitles | هناك فريق مراقبة كامل خارج منزلك للمراقبة |
Bu iltihap kapmış derinin yeniden çıkarılıp temizlenmesi gerekiyor, ve senin burası dışında bir yerde dikkatli bir gözetim altında tutulman gerekiyor. | Open Subtitles | هذا النسيج المصاب يحتاج لإعادة التثبيت و تحتاج كذلك للمراقبة عن قرب ابتدائا من الآن |
Ama bildiğin her şey, gözetleme ekibinin bulduğu şu bilgiler: | TED | وكل المعلومات التي يجب عليك إتباعها جُمعت عن طريق فريقك للمراقبة الخاصة. |
Günlerim avlanarak,yiyecek hazırlayarak gözetleme tepeme gidip gemi arayarak geçti. | Open Subtitles | الأيام عَبرتْ في هذه البراري، وقت الغداء, السفر الى تل للمراقبة |
gözetleme işinin takım halinde yapılmasının bir nedeni de.... yorucu olmasıdır. | Open Subtitles | أحد الأسباب لتكوين فريق للمراقبة هو لأنها مرهقة |
Helmand'da nöbet tutuyor, güney Afganistan'da. | TED | هو يقف للمراقبة في هلمند، في جنوب أفغانستان. |
Dairem en azından iki aydır elektronik izleme altında. | Open Subtitles | شقتي خاضعة للمراقبة الإلكترونية على الأقل لشهرين. |
Bir takip alanı oluşturun, bulunduğumuz yerden koordine edeceğiz. | Open Subtitles | لتعد خطة للمراقبة وسوف ننسق الأمر من جهتنا |
Kusmuk Nöbeti için çağrılmak çok hoşuna gider. | Open Subtitles | صحيح , ستحب أن يتصل بها للمراقبة من أجل التقيؤ |
Buna karşın, fakirler ve toplumumuzdaki en zayıf kişiler, onları gözetime karşı tamamen zayıf kılan cihazlar kullanmaktadırlar. | TED | في المقابل، الفقراء والفئات الأكثر ضعفًا في مجتمعاتنا يستخدمون أجهزة تتركهم عرضة تمامًا للمراقبة. |
Bana görevlerimi nasıl yürüteceğimi anlatmayın. Buraya sadece izlemeye geldiniz. | Open Subtitles | أعرف كيف أنفذ مهمّتي أتيتما للمراقبة فقط |
Ben içeri giriyorum, sen gözcülük yap. | Open Subtitles | إلوود، نحن سندخل أنت ابقى للمراقبة |
Aynı anda hem gözetimi, hem güverte nöbetini yapamam efendim. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أشرف على صيانة و إصلاح و أقف على السطح للمراقبة في نفس الوقت يا سيدي |
Buraya geldiğimizden beri tek bir güvenlik kamerası bile görmedim. | Open Subtitles | لم أرَ آلة تصوير واحدة للمراقبة مذ أن دخلنا هنا |
Hepimiz bu binanın her karışının izlendiğini gayet iyi biliyoruz. | Open Subtitles | جميعنا نعلم بأن كل إنش من هذا المبنى يخضع للمراقبة |