Aksi halde bizi yok edecek olan kötülükle savaşmak için elimizden geleni yaparız. | Open Subtitles | نحن نعمل ما نحن يمكن أن لمحاربة الشرّ الذي يحطّمنا ما عدا ذلك. |
Uyuşturucu dairesi kartellerle savaşmak için daha çok adam istiyordu. | Open Subtitles | ادارة مكافحة المخدرات ارادت احذية أكثر على الارض لمحاربة العصابات. |
Orman kıyımıyla mücadele için bir plan hazırlarken karşıma çıkan soruyla tam da aynı soru bu. | TED | وهذا السؤال بالتحديد نفس السؤال الذي واجهني عند وضع خطة لمحاربة ازالة الغابات. |
Bizim biyolojik ölümün yasına karşı uydurduğumuz bir şey sadece. | Open Subtitles | هي لاشيء ولكن أنشأتها قصص الخيال لمحاربة بيولوجية حتمية الموت. |
Ayrıca hayatımı bir araştırmacı ve aktivist olarak Hollywood'daki kapsam kriziyle savaşmaya adadım. | TED | وقد كرست حياتي كباحثة وناشطة لمحاربة أزمة التضمين في هوليوود. |
Geçitten sadece bir kişi geçebilir ve görünüşe göre, Şeytani M. ile savaşmak için doğru seçim sensin. | Open Subtitles | فقط واحد يستطيع العبور وانت تبدو لنا الخيار الافضل لمحاربة الشرير م مالثازار؟ |
Ebu Musab el-Zarqawi Afganistan'a Sovyetler'le savaşmak için 1980'lerde gitmişti. | Open Subtitles | ذهب أبو مصعب الزرقاوي إلى أفغانستان لمحاربة السوفيت في الثمانينات |
Bu orduyla savaşmak için birlik olmazsak yok olur gideriz. | Open Subtitles | وإذا كنا لا تتحد لمحاربة هذا العدو، ونحن سوف يموت. |
Hastalıklarla savaşmak için alternatiflere, böylece antibiyotik ve kimyasallara daha fazla ihtiyaç duymayacağız, balıkların ne zaman acıktıklarını hisseden otomatik besleyicilere, böylece yemden tasarruf yapıp çevreyi de daha az kirletiriz. | TED | من البدائل لمحاربة الأمراض فنقوم بالإستغناء عن المضادات الحيوية والمواد الكيميائية إلى استخدام أجهزة تقديم الغذاء الآلية التي تشعر أن كانت الأسماك جائعة لكي نوفر في الطعام المستهلك ونقلل من التلوث. |
Ve immün sistemi, zaten kanserle savaşmak için değil, dışarıdan gelen patojenlere karşı savaşmak için gelişmiştir. | TED | وعلى أية حال، لم يتطور الجهاز المناعي لمحاربة السرطان؛ بل تطور لمحاربة غزو مسببات الأمراض القادمة من الخارج. |
O zamandan beri ilaca dirençli bakteriler ortaya çıkmaya devam etti, biz de bu yeni bakterilerle savaşmak için sürekli yeni ilaç geliştirmek zorunda kaldık. | TED | ومنذ ذلك الحين، بدأت البكتيريا المقاومة للعقاقير بالظهور. ولذا فقد اضطررنا بشكل دوري إلى تطوير أنواع جديدة من العقاقير لمحاربة تلك الأنواع الجديدة من البكتيريا. |
Örneğin, Kaliforniya Öneri 8 boyunca kilisem Kaliforniya'daki eşcinsel evliliklerle mücadele edebilmek için 22 milyon doların üstünde bağışa ulaştı. | TED | على سبيل المثال، خلال الاقتراح الثامن جمعت كنيستي مبلغ 22 مليون دولار لمحاربة زواج المثليين في ولاية كاليفورنيا. |
Bu yüzden kanser araştırmacıları aslında kanserle mücadele için immün sistemini kullanma fikrinden vazgeçtiler. | TED | لذا فإن الباحثين في مجال السرطان أقلعوا عن فكرة استخدام الجهاز المناعي لمحاربة السرطان. |
Nefrete karşı savaşın ön saflarındaki yaşamım devrimsel aşk dediğim bir çalışma hâline geldi. | TED | حياتي علي الخطوط الأمامية لمحاربة الكراهية في أمريكا تمت دراسته فيما أدعوه الحب الثوري. |
Bizi birbirimizle savaşmaya itiyor, birbirimizden korkmaya ve güvensizliğe. | TED | وتدفعنا لمحاربة بعضنا البعض، وأن نخاف ولا نثق ببعضنا البعض. |
Bu ülkede terörizm ile savaşmak için polis devletine ihtiyacımız yok, yeni bir stratejiye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لسنا بحاجة إلى دولة بوليسية في هذه البلاد لمحاربة الإرهاب، نحتاج استراتيجية جديدة |
İki yıl önce, şöyle bir karar verdik; hadi açlıkla savaş modelini değiştirelim ve yemek yardımı vermek yerine, onu gıda bankalarına koyalım. | TED | ولكن قبل سنتين، قررنا، لنغير النموذج المستخدم لمحاربة المجاعة، وبدلاً من إعطاء مساعدات طعام، لنضعه في بنوك الغذاء. |
Eskiler diye bahsettikleriniz, Wraith'lerle savaşmanın daha iyi bir yolunu bulma arayışlarında çaresizdiler. | Open Subtitles | القدماء ، كما تدعونهم كانوا يائسين في البحث عن أفضل طريقة لمحاربة الأشباح |
Kötü adamlara karşı savaşma şansı veriyor bize. | Open Subtitles | ستمنحنا فرصة قوية لمحاربة هؤلاء الأشرار. |
Olayın buraya gelmesi çok kötü, ama onunla dövüşmek zorundasın. | Open Subtitles | أنا لم أرده للمجيء إلى هذا، لكنّك سيكون عندك لمحاربة ذلك النمر. |
Otoritelerin güçlerini toplumu yanlış bir tehdit karşısında harekete geçirdiği benzer durumların potansiyeli bugün hala mevcut-- ancak bu yanlış inançlarla savaşacak mantıklı uyuşmazlık kapasitesi de var. | TED | إنّ احتماليّة حصول أحداث مماثلة، عندما تستخدم السلطات قوّتها لتحريك المجتمع ضدّ تهديد خاطئ، والذي مازال موجودًا إلى الآن— وكذلك القدرة العقليّة للمعارضين لمحاربة تلك المعتقدات الخاطئة. |
Kartaca, Romalılar tarafından bozguna uğratıldıktan sonra halkının yüzlercesini arenada birbirlerine karşı dövüşmeye zorladılar. | Open Subtitles | بعد أن عانت قرطاج من الهزيمة على يد الرومان أجبروا المئات من شعبه لمحاربة بعضهم بعضا في الساحة |
Böyle hazırladı ki biz de onunla savaşalım zamanımızı ve paramızı harcayalım sonra da kaybedelim. | Open Subtitles | هو فعل هذا عن عمد حتى يغرينا لمحاربة ليضيع وقتنا و مصادرنا و بعدها نخسر |
Yeni, Süper Kung Fu güçlerimi suçla savaşırken kullanmaya karar verdim. | Open Subtitles | قررت أن أستخدم أمتيازاتي الجديدة لقوى الكونغ فو لمحاربة الجريمة |
Guise'li Mary ile savaşması için çocukları yollamasın! | Open Subtitles | وتأكد بأن يبقى حيًا (أخبر تلك الملكة اللقيطة ألا ترسل الأطفال لمحاربة (ماري جوس |
Şimdi Titans yenmek için bir yol anlamaya? | Open Subtitles | الآن هل يمكننا أن نجد طريقة لمحاربة الجبابرة ؟ |