Kız indikten sonra kahvenin döküldüğünü ve peçeteyi silmek için kullandığını düşünüyorum. | Open Subtitles | وبعد أن رحلت أتصور من أنك استخدمت المحارم لمسح القهوة التي سُكبت |
Çünkü bazı mallar not almak veya boklu götlerini silmek için kullanıyor. | Open Subtitles | لأن حمقاء ما احتاجت ان تكتب رساله او احتاجت لمسح مؤخرتها الكريهه |
Bunu yapan adam... daha bıçağını silmeye fırsat bulamadan öldü. | Open Subtitles | الرجل الذي فعلها مات قبل أن يجد الوقت لمسح سيفه |
Etrafı temizlemek için 2 dakika yeter. | Open Subtitles | نعم ، سنحتاج الى حوالي دقيقتين لمسح المنطقة |
Bir virüs işini bitirince kendini tamamen silecek şekilde programlanabilir mi? | Open Subtitles | ربما كانت مبرمجة لمسح جميع آثار الفيروس بعد أن يتم تشغيله |
İHA sıkıntımız olduğunu biliyorum ama bölgeyi taraması için bir tane istiyorum. | Open Subtitles | الآن, أعرف أنه تنقصنا الطائرات ..لكن نحن نطلب واحدة وا إثنتين لمسح المنطقة |
Dün gece, nihayet o görüntüyü temizleme fırsatı bulduğumda tüm o yıllar öncesinde | Open Subtitles | الليلة الماضية، أخيرًا وجدتُ فرصةً لمسح هذهِ الرؤية إنّي عدتُ لألمانيا, |
Uzaylı çarpma alanının çevresini temizlemeye devam ediyor. | Open Subtitles | أين استمرت مشوا الغريبة لمسح المنطقة حول موقع التأثير. |
Ve işim bittiğinde bana tişörtünü sundu ayaklarımı silmek için ve nazikçe beni dışarı çıkarttı. | TED | وعندما إنتهيت، عرض علي قميصه لمسح الوحل من أقدامي وبلطف إصطحبني إلى الخارج. |
Çok sıkıcı biri. Bu birini silmek için yeterli sebep değil mi? | Open Subtitles | انة ممل واعتقد ان هذا سبب كافى لمسح ذاكرة اى شخص؟ |
"Serendipity." * beklenmedik şeyleri tesadüfen bulma yeteneği O sırıtmayı suratından silmek için beş saniyen var. | Open Subtitles | عندك خمس ثواني لمسح تلك الابتسامة من وجهك |
Her sabah bana elma getirir, tahtayı silmek için geç vakte kadar kalır ve fazla da sağda solda sürtmez. | Open Subtitles | سيجلب لي تفاحة دائما وسظل حتى متأخرا لمسح السبورة ولا يجب أن يتسكع كثيرا |
Sayın Hâkim, sağ elimi kaldırıp burnumu silmeye hazırlanıyordum. | Open Subtitles | كنت تنوى أن تفعل؟ سيادتك, كنت استعد لرفع يدي اليمنى إلى وجهى لمسح أنفى |
Uzun süredir acı çeken ve kimi ya da neyi isterlerse silmeye anayasal hakları bulunan bir toplulukla ilgili. | Open Subtitles | بل هو بشأن مجتمع تم قمعه لفترة طويله يملك حقاً دستورياً لمسح ما يريدونه بما يريدونه |
Eğer sana sabıkanı temizlemek için bir yol bildiğimi söyleseydim? | Open Subtitles | ماذا لو قلت لك أنه لدي طريقة لمسح سجلك وجعله نظيفاً ؟ |
Adını temizlemek için onca savaş verdin ve sonunda gerçekten olduğun kişi olarak tanınıyorsun, bir kahraman olarak. | Open Subtitles | أنت حاربتي لمسح اسمك، وفي نهاية المطاف أصبحتِ معروفه على ما تكونين بطله |
Güvenlik kamera kayıtlarını silecek kadar güçlü... bir mıknatıs yapmak için, güçlü bir enerji kaynağı gerekir. | Open Subtitles | لجعل المغناطيس قوي بما فيه ,الكفاية لمسح شريط كاميرة الأمن تحتاج لمصدر كهرباء قوي |
Şimdi boş laf etmeyi bırak, yakınına git ve sinyal taraması yap. | Open Subtitles | اوقف الهراء الآن، واقترب إليه، لمسح الإشارة |
Şimdi bu hatayı temizleme zamanı. | Open Subtitles | -والآن حان الوقت لمسح هذه الغلطة |
Yer paspaslamaya, kaka, çiş ve kusmuk temizlemeye geri döneceğim. | Open Subtitles | لقد عُدتُ لمسح الأراضي - و أجمعُ القاذورات و القيئ |
Otomatik silme ayarı gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنها عملية أعداد لمسح أتوماتيكي |
Bu ayki borcunu silmenin bir yolu vardır belki. | Open Subtitles | إذاً ربما هناك طريقة وحيدة لمسح دين هذا الشهر |
- Sizin kıçınızı temizleyecek adamları varmış. | Open Subtitles | إنها تقول أنه هناك يوجد أشخاص لمسح مؤخراتكم |
Bu robot çevreyi taramak için yerleşik sensörler, kameralar ve lazer tarayıcılar kullanır. | TED | يمتلك هذا الروبوت أجهزة استشعار، كاميرات و ماسحات ضوئية ليزرية، لمسح البيئة المحيطة به. |
Bir orduyu silip süpürecek kadar ateş gücümüz var. Fakat... | Open Subtitles | أستطيع الذهاب الى هناك في الأسفل متى شئت لدينا القوة الكافية لمسح جيش كامل |
Programı yazıp tüm bilgilerini kamu bilgisayarlardan silecektim. | Open Subtitles | لمسح كل معلوماته عن الأجهزة الحكومية |