Matt Caulfield, büyük bir Anti Sevgililer Günü partisi veriyor. | Open Subtitles | حسنا، مات كولفيلد هو رمي حزب يوم ضخمة لمكافحة الحب. |
Ayrıca Anti terörizmle aramıza hiçbir şey giremez de dedim. | Open Subtitles | كما أخبرتك أنّه لا قضيّة تأتي قبل مجهوداتنا لمكافحة الإرهاب. |
Ancak izin verirseniz uyguladığım birkaç ipucunu paylaşayım, alışkanlıkla savaşmak için hepimizin yapabileceği şeyler: | TED | لكن اسمحوا لي بتقديم بعض النصائح التي أطبقها والتي يمكننا جميعاً تطبيقها لمكافحة الاعتياد. |
Daha da kötüsü, hastalıkla savaşmak için kullanılan antibiyotikler balıklar tarafından tamamen alınmadığı için çevreye geri salınıyorlar. | TED | بل والأسوأ، بما أن المضادات الحيوية التي تستخدم لمكافحة الأمراض لا تُمتص بشكل كامل، فإنها تُطرح مرة أخرى في البيئة. |
Bağımsız bir uyuşturucuyla savaş birimi kurma yetkisi aldım ve seni seçiyorum. | Open Subtitles | لقد فوضوني لأقوم بإنشاء وحدة لمكافحة المخدرات وقد اخترتك أنت |
Daha sonra, zengin ülkelerden yoksul ülkelere yardım aktarımı yaparak yoksullukla mücadele eden Dünya Bankası'na katıldım. | TED | فيما بعد، انضممت إلى البنك الدولي ، اللذي سعى لمكافحة الفقر عن طريق تحويل المساعدات من الدول الغنية إلى الفقيرة. |
Herkese göre siradan bir adli tip yardimcisiyken gücümü gizlice suçla savasmak ve benim gibileri bulmak için kullaniyorum. | Open Subtitles | "للعالم الخارجي، أنا طبيب شرعي طبيعي" ولكن سراً، أستخدم سرعتي ... ، لمكافحة الجريمة والعثور على من هُم مثلي" |
Suçla savaşmaya zamanı kalmaz, çünkü sürekli yemek yiyecek ve yediği bütün yiyecekleri alabilmek için 9-5 arası bir işte çalışacaktır. | TED | ليس لديه وقت لمكافحة الجريمة لآنه يجب أن يتناول الطعام طوال الوقت و أن يعمل من 9 إلى 5 لتوفير كل الطعام الذي يأكله. |
Altı saatlik zorbalık karşıtı bir bir vidyo ile çıkıyorsun. | Open Subtitles | أنت يمزح مع شخص شاهد ست ساعات فيديو لمكافحة البلطجة. |
Ulusal muhafızlar ayaklanmaları kontrol altına almak için gönderilir. Anti teörist savaş için değil. | Open Subtitles | الحرس الوطني مخصص للسيطرة على الاضطرابات وليس لمكافحة الإرهاب |
Balarıları hakkında anlamsız konuşarak Anti seks dersi vermekten bahsediyorsun. | Open Subtitles | تقصد دورة لمكافحة ممارسة الجنس ، التي ليس لها صلة بالموضوع حول النحل والورود |
Bu sabit diskte, Anti terörizm dosyaları mevcut. | Open Subtitles | هناك ملفات لمكافحة الارهاب على هذا القرص الصلب |
FBI'ın Anti terörist bölümünde 7 sene çalıştı. | Open Subtitles | أمضى سبع سنوات في قسم المباحث الفيديرالية لمكافحة الإرهاب |
İlk Deniz AGT. Anti terörizm Güvenlik Timi. | Open Subtitles | اولا مارين فاست الاسطول الامني لمكافحة الارهاب |
Bu makine Batı Afrika'da ebolayla savaşmak için kullanıldı. | TED | كانوا يستخدمونه في غرب أفريقيا لمكافحة الإيبولا. |
Hangi periyodik program kanserle savaşmak için en uygunsa, devrenin ince ayarı ona göre ilaçları taşımak için yapılabilir. | TED | يمكن ضبط هذه الدائرة العلاجية لتقديم الدواء بجسب الجدول الدوري الأفضل لمكافحة السرطان. |
İnanılmaz suçla savaş taktikleri. | Open Subtitles | مهارات مثيرة للإعجاب لمكافحة الجريمة. |
Ve şimdi trafik sıkışıklığıyla mücadele için bu anlayışı nasıl kullanabileceğimize bakalım. | TED | لنتمعن معا في كيفية استخدام هذا المفهوم لمكافحة ازدحام الطرق. |
Hindistan'daki bir raylı sisteme yatırım yapmak ve köyümdeki sıtmayla mücadele çabalarına katkıda bulunmak isterdim. | TED | أتوق للاستثمار في نظام القطار السريع في الهند والمساهمة في الجهود لمكافحة الملاريا في قريتي |
Herkese gore siradan bir adli tip yardimcisiyken gucumu gizlice suçla savasmak ve benim gibileri bulmak için kullaniyorum. | Open Subtitles | "للعالم الخارجي، يفترض أن أكون طبيباً شرعياً عادي، ولكن سراً، أستخدم سرعتي ... ، لمكافحة الجريمة والعثور على من مثلي" |
İzolasyona karşı savaşmaya ve ailemdeki kara delikten beni korumaya karar verdi. | Open Subtitles | وأنه قرر لمكافحة العزلة وحماية لي من ثقب أسود لعائلتي. |
Fransız karşıtı bir yasa, aynı zamanda da kölelik karşıtı. | Open Subtitles | مشروع ضد الفرنسيين وهو ايضا مشروع قانون لمكافحة الرق |